“Neler gördük biz” Füsun Önal’ın bir zamanlar dillerden düşmeyen şarkısıydı… Yeniden hatırlamanın zamanı. Gördüklerimize yenileri ekleniyor. Unutmak istediklerimiz, artık olmaz dediklerimiz gün yüzüne çıktı. Yine ardı ardına şehir efsaneleri yaratılıyor…
Artık Basılı, görsel ya da intermet medyası bir yandan söylentiler üretiyor bir yandan da hain avlarına çıkıyor. Kimisi de yargıya ceza tavsiyelerinde bulunuyor. İnsanlar, kurumlar daha ne kadar itibarsızlaştırılabilir, ne kadar acı çektirilebilir konusunda ne kadar çok yaratıcı olabildiğimizi de görebiliyoruz. Bir komplo teorisinden öbürüne savruluyoruz. İşin ilginç olan tarafı da bir zamanlar bir taraf için bunları yazanlar şimdi diğer taraf için yazıyorlar. ‘Kandırıldık’ o kadar kolay söylenen bir sözcük oldu ki; geçmişin şöhret vaadiyle kandırılan genç kızları anımsatıyor ve gazozuna ilaç atılanları…
Her darbede ve darbe teşebbüsünde olduğu gibi, kabak dönüp dolaşıp yazarlara, sanatçılara patladı. Önce ‘FETÖCÜ’ yayın organları, gazete, dergi ve internet siteleri kapatıldı. Ardından aynı ‘örgüt’ün gazetelerine yazanlar gözaltındaki yerlerini aldılar. Yazılarıyla ‘terör’ yarattıkları için herhalde. Bu arada televizyonlarda istenmeyen şeyleri söyleyenler açık oturumlardan kovuldu… Öğrencilerin ihbar ettiği öğretim üyeleri anlattıkları derslerde verdikleri örnekler nedeniyle işten atıldı… Bildirilere imza atan öğretim üyelerine de terörist diye işten el çektirildi, soruşturma açıldı… Köşe yazılarında İslam düşüncesinden örnekler vererek muhafazakâr düşünceyi biraz olsun renklendirmek isteyen, şiirimizin yüz aklarından Hilmi Yavuz bile sorguya çekildi. Elbette sıra ikinci korkulan sanat dalına, tiyatroya gelecekti ve geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın sanatçılarına işten el çektirildi, sözleşmeli sanatçılardan bir kısmının da sözleşmesi feshedildi… Bu sanatçılar Şehir Tiyatrolarının hem sürekli gündemde olan hem de oyunları en çok ilgi gören, ödüller alan sanatçılarıydı. Kanımca yönetim diğer sanatçılara bir gözdağı vermeyi amaçladı… Son olarak da “güvenlik” gerekçesiyle Genco Erkal’ın oyunu ‘yasaklandı’… Bu da özel tiyatrolara bir ihtardı… Bu dalgaların diğer sanat dallarına da yayılacağını düşünüyorum… Bir örneğini yakın zamanda yaşadık… Meydanlara toplanan kalabalıkları eğlendirmeye yanaşmayan bir sanatçı için yandaş medyada yoğun bir kampanya başlatıldı…
Korku imparatorluğu yaratmak, bir ‘cadı avı’ başlatmak çok zor bir iş değil, kalabalıklar çok kolay yönlendirilebilir. Bir gün bu kalabalıkları dizginlemek zor olabilir. Klasikleri her zaman geçerli kılan eskimez yapan zamansız ve mekânsız oluşudur. ‘Cadı Kazanı’ gibi… Her baskı dönemi, yasaklamalar geçer, geride acı anılar, yaralar bırakır ama sanat ve sanatçı yaşar, yasaklayanlar unutulur gider…
Bir yandan da yıllar öncesini hatırlatan görüntü ve haberler; telefon ekranlarında işkence görüntüleri, intiharlar, gözaltında ölümler… En kötüsü de yine suç aletleri arasında kitapların bulunması, basın açıklamalarında göz altına alınan kişilerin evinde bulunan kitapların bir suç unsuru gibi gösterilmesi…
SANATÇILARIN DEMOKRASİ NÖBETİ
Halkımızın meydanlarda toplanıp ‘demokrasi’mizin koruma nöbetine sanatçılarımız da katıldı. Gazetelere demeçler vererek, halkla ilişkiler danışmanlarını seferber ederek, fotoğrafçılar ve gazetecilerle meydanlara arzı endam ettiler. Demokrasi nöbeti tüm yazlık mekânlarda sürüyor, sabaha kadar şarkılarla, danslarla demokrasimizi korumaya devam ediyoruz. Nedense hiçbiri kıyıdan içeri girip Erzurum’da, Yozgat’ta, Nevşehir’de, Kars’t, Van’da nöbet tutmuyor… Bir haber bültenini paylaşmakla yetiniyorum:
artık “Yerli ve yabancı turistler için her yaz bir birinden ünlü sanatçıların sahne aldığı Erdek Kaya Disco da yarın Demokrasi nöbeti ünlü şarkıcı Hande Yener ile devam edecek. Ülkemizde yaşanan darbe girişiminin ardından konserlere ara vererek sokaklara çıktık diyen Erdek Belediye Başkanı Hüseyin Sarı “ Ülkemiz ve halkımız büyük sıkıntılar içinde önemli bir sınav verdi. vermeye de devam ediyor. Bizde Erdek Belediyesi olarak yarın hem halkımıza süpriz yapıp onlara muhteşem bir Hande Yener Konseri ve Demokrasi nöbetimize devam edeceğiz. Dünyanın en büyük kaya diskosu ilçemizde ve yarın burada çok önemli bir konser ile halkımızla yeniden bütünleşeceğiz. Amacımız hem yerli hem de yabancı turistlerimize unutulmaz bir gece yaşatmaktır “ diye konuştu. Yarın 21:00 da başlayacak konser öncesi Erdek ve çevre ilçelerden gelen Hande Yener tutkunlarını şimdiden heyecan sarmış durumda.”
Başka ne denebilir ki…
YA MUHALEFET CEPHESİ
Bütün bunlar olurken, sokaklar idam sesleri ile çınlarken, bizden olmayanlar başka ülkelere gitsinler denilirken ana muhalefet partisi CHP bir sanat çalıştayı düzenliyor… Her zaman olduğu gibi tartışmalar tartışmalar, bir de bildiri… bütün bu olup bitenler için sanatçı örgütleri çırpınırken, karanlık ufuklara bakıp iç geçirirken tartışmalarla vakit geçirilecek. Sonuçta belki de bir protesto yöntemi bulunabilir. Örneğin kıyıdan denize kağıt kayıkların içinde mumlar bırakılabilir. Daha sonra başka bir tatil kentindeki çalıştayda balonlar uçurulabilir… Kış aylarında Kartalkaya’daki bir çalıştayda kardan adamlar yapılarak gelecekteki uygulamalar protesto edilebilir…
İktidara talip olan bir parti niçin bu kadar âtıldır, niçin tepkilerinde bu kadar yavaş ve programsızdır?
www.dirensanat.com
HAMİ ÇAĞDAŞ