Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda Yunus Emre Kültür Merkezi Müşfik Kenter sahnesinde Haldun Dormen’in yönetmenliğini yaptığı, “KAÇ BABA KAÇ” tiyatro oyunun galası yapıldı. Oyunun dekorlarını Osman şengezerin yaptığı oyunda; Erol Ozan Ayhan, Emre Koç, Yonca Cevher, Ali Rıza Kubilay, Nurhayat Atasoy, Alper Kut, Nevşim Ayşen Erzat, Didem Germen, Zeynep Köse şengünler, Bulut Akkale, Murat Şenol, Aytekin Özen oynadılar. Vodvill tarzında olan komedi izleyiciler oldukça eğlendiler. Oyundan sonra Bakırköy Belediye başkanı Ateş Ünal Erzen sahneye çıkıp tüm Oyuncu ve teknik ekibi kutladı. Konuşmasında; ” Keşke tüm Türkiye’nin bakırköy gibi sanat ve tiyatro ile içe olsa” dedi. ” AKM’nin açılmayacağını açmayacaklarını ” söyledi. Devlet Tiyatroları ve diğer tiyatroların zor dönemler geçirdiğini dile getirerek kasım ayı içersinde Bakırköyde bir Opera ve Tiyatro Merkezi açılışı yapacaklarının mücdesini verdi.
‘Kaç Baba Kaç’; kirli geçmişin en umulmadık anda nasıl ortalığa saçılabileceğini gözler önüne seren bir komedi.
Doktor David Morgan oldukça gergindir, kariyerinin en önemli sunumlarından birini yapmaya hazırlanmaktadır. Kariyerinin dönüm noktasını belirleyecek olan sempozyumun başlamasına oldukça kısa bir zaman kalmıştır. Morgan konuşmasının provasını yaptığı esnada geçmişten hiç beklenmedik bir misafir çıkagelir. Yıllar evvel yasak aşk yaşadığı Jane Tate onu görmek istemektedir. Üstelik Doktor’a vereceği bir de havadis vardır. Morgan’ın 18 yıl önce evlilik dışı yaşadığı ilişkiden bir çocuğu dünyaya gelmiştir. Genç adam, babası ile tanışmak ve ona kendini tanıtmak için hastaneye gelmiştir. Ancak babasını henüz tanımayan genç, hastaneye gelirken sarhoş ve ehliyetsiz araba kullandığı için polis tarafından aranmaktadır. Leslie, peşinde polisle hastane koridorlarında babasını aramaktadır. Üstelik Doktor Morgan’ın karısı da hastanededir. Konuşma yapmasına ise artık dakikalar kalmıştır.
Morgan’ın bu çok önemli günde, bir yolunu bulup geçmişin üstüne çöken gölgesinden kurtulması gerekmektedir. Doktor, meslektaşı Ted’den yardım ister. Ancak zaten karışık olan işler iyice arapsaçına döner. Yalanlar olayı daha da içinden çıkılmaz hale getirir.
‘Kaç Baba Kaç’ evlilik, yasak aşk ve kariyer üzerine kargaşa ile örülü soluksuz bir komedi.
KAÇ BABA KAÇ BAKIRKÖY’DE
Hiç kuşku yok ki, bizde çok sevilen Ray Cooney müthiş bir fars ustası. Matematiksel bir kafayla oyunlarını en ince noktasına kadar adeta dokuyor. Ondan sonra da iş oyunculara ve yönetmene düşüyor. En ufak bir abartı Ray Cooney’nin oyunlarını yok edip, izleyicilerin “Bu da nesi? Saçma sapan bir şey.” diye düşünmesine yol açabilir. Doğru dürüst oynanınca da onları kahkahadan kırıp geçirir ve unutamayacakları bir gece yaşatır.
Amerika’dan ilk geldiğim yıllarda farslar (o zamanlar bizdeki tanımıyla vodviller) ünlü tiyatrocular tarafından küçümsenir ve “Bu da tiyatro mu?” diye düşünülürdü. Böylelikle Plautus, Moliere, Feydeau gibi farsın dehaları da yok sayılırdı. Oysa zamanla bu düşünce değişti. Şimdi bütün oyuncular “Keşke bir fars oynayabilsek” diye düşünüyor ve ellerine böyle bir fırsat geçince de büyük keyif alıyorlar.
Aslına bakacak olursak fars tiyatronun oynanması en güç türü. Bir Shakespeare, bir İbsen, bir Miller oynandığı zaman yazarın sözleri ve tekniği oyuncuyu bir yere kadar kurtarır. Oysa farsta zamanlaması yanlış bir replik, abartılı bir yanıt ya da reaksiyon her şeyi bir anda mahvedebilir. Fars yazarı oyununu oluştururken matematiksel sözlerini ve kurgusunu yönetmenin ve oyuncunun becerisine bırakmıştır.
Kim ne derse desin fars yönetmek ve oynamak gerçekten güçtür ama Bakırköy Belediye Tiyatrosu’nun oyuncularının Kaç Baba Kaç’ta gösterdikleri olağanüstü çaba ve beceriyle dünyanın en kolay işi gibi görünür ve de hak ettiği başarıyı kazanır.
Haldun Dormen