‘ Baylar! Eğer bir çocuk on sent çalarsa, ufak bir para cezası verilir. Islahevine gönderilmesine gerek de kalmaz. Ancak iki çocuk on sent çalmayı planlayıp çalmasalar bile, komplo kurmak iddiasıyla ıslah evine gönderilebilirler. Sadece onlar değil, böyle onlarca insan benzer şartlarda yargılanarak cezalandırıyor.
Bu dava, özgürlüğün yanında olanlar ve özgürlüğe karşı olanlar için tarihi değeri olan bir davadır. Komplo, İngiliz tiranlarından tutun, günümüzün demiryolları yöneticilerine kadar, zalimlerin en sevdikleri silahtır. Düşünce suçunu cezalandırma çabasıdır.’
Beş yıl önce, uzun yıllar emek verdiği Kenter Tiyatrosu’ndan ayrılarak kendi tiyatrosunu kuran Hakan Gerçek yine gerçek hikayelerin peşinde. ‘Van Gogh oyunuyla perdesini açan Tiyatro Gerçek’in, repertuarı, portreler ve yaşanmış öykülere dayanıyor. Daha önceleri konuk olarak oynadıkları Maya Cüneyt Türel Sahnesi, artık onların yerleşik mekanları. Dördüncü yılına giren Cemal Süreyya’nın şiirlerinden Atilla Birkiye’nin sahneye uyarladığı ‘Üstü Kalsın’ devam ederken yeni oyun, yine gerçek bir yaşam öyküsü: ‘Savunma-Clarence Darrow’. Savunma avukatı olarak girdiği birçok davada, ABD hukuk tarihine geçen avukat, tartışmacı, yazar, insan hakları savunucusu Clarence Seward Darrow’un anılarından, Irving Stone’un yazdığı ‘Clarence Darrow for Defense’ adlı romandan David Rintels’in tiyatroya uyarladığı tek kişilik biyografik bir oyun.
Clarence Darrow (1857-1938) hayatları ve davaları sinemaya, tiyatroya konu olan ceza avukatlarının en ünlü, en renkli ve en inatçılarından biri. Konuşmalarında ve yazılarında bıkıp usanmadan anlatım ve özgürlüğün hiçbir şekilde kısıtlanmaması savundu, ezilenin yanında oldu, idam cezasına, içki yasağına, koruyucu gümrük tarifelerine ve Milletler Cemiyeti’ne karşı çıktı. Adalet için yaşadı ve insanlık onurunun sözcüsü oldu. Başkaldırmak, özgürlükten ve mağdurdan yana olmak, zalimin karşısında mazlumu korumak genlerinde vardı Darrow’un. O, kölelik karşıtı bir baba ile kadınların oy hakkını savunan bir annenin çocuğuydu. Michigan Üniversitesi’nin Hukuk Bölümü’nü bitirdikten sonra, Chicago’ya taşındı. 1886 Chicago grevinden başlayarak, bütün toplumsal olaylarda, ayaklanmalarda, iktidarlara karşı zayıfın, ezilen sınıfın yanında yer aldı. Bazen güçlünün yanında da durduğu oldu ama hiç bir zaman güçlünün zayıfı ezmeye çalıştığı tarafta yer almadı. Cinayet ve iş hukuku davalarında ülke çapında ün kazanmasına karşın onu özel kılan çok önemli başka davalar vardı; Haymarket ayaklamasında, cinayetle suçlanan anarşiştleri kurtarmak için ordaydı, Pullman greviyle ilgili davada sendika önderlerini savundu, Pennsylvania antrasit kömür madeni grevi sırasında grevci işçileri temsil etti, madenlerde çalıştırılan çocuk işçilerin zorlu, insanlık dışı çalışma koşullarını kamuoyunun gözlerinin önüne serdi. Los Angeles Times binasını dinamitlemekle suçlanan Mc Namara kardeşlerin yanında oldu.
1.Dünya Savaşı’ndan sonra savaşa karşı çıkan ve eyalet güvenlik yasalarını ihlal ettikleri gerekçesiyle haklarında dava açılanları savundu. Chicago’da 14 yaşındaki Robert Franks’i öldürmekle suçlanan Richard Loeb ve Nathan Leopold’u hapisten değilse de, idamdan kurtardı. Maymun Davası’nda, derslerinde Darwin’in evrim kuramını anlattığı için suçlanan lise öğretmeni Scopes’in savunmasını üstlendi. Detroit’in bir beyaz mahallesinde, evlerini basan ırkçı bir grupla çatışan siyah ailenin beraat etmesini sağladı. Darrow’un efsaneleşmesine, bilimsel prensiplere bağlı olmasının, disiplini elden bırakmamasın ama en önemlisi her zaman öfkeyi merhametle, nefreti sevgiyle yenmesi neden oldu.
ÇİZGİSİNİ BOZMAYAN OYUNCU
Irving Stone’un yazdığı, David Rintels’in tiyatroya uyarladığı ‘Savunma’yı Şehir Tiyatrosu oyuncularından İrem Arslan Aydın dilimize çevirmiş. Tamamen anlatıma dayalı oyunun başarısında büyük bir titizlikle yapılmış çevirinin rolü yadsınmamalı. Hakan Gerçek rejiyi, Kenter Tiyatrosu’ndan eski dostu Mehmet Birkiye’ye emanet etmiş. Birkiye’nin rejisinde oyun teknolojiden nasibini almış, iyi de olmuş. Bu insanlık ve adalet oyunu, sahnenin arka bölümünde daha büyük olmak üzere, kenarlarda da tavandan sarkan video görüntüleri ile destekleniyor. Böylelikle tek kişilik oyunda sahne birden kalabalıklaşıyor. Hem Darrow’un anlattıkları gerçeklik kazanıyor hem de sadece avukatın çalışma ofisinde geçen oyun, davalara konu olan suçluları, olayların geçtiği şehirleri ve mekanları tanıtıyor. Ünlü avukatın, davasını aldığı tutuklular, maden işçileri, sendika liderleri, Mc Namara kardeşlerin fotoğrafları yansıyor videolardan. Hakan Gerçek onlarla konuşuyor, yeri geldiğinde hesap soruyor, sinirlenip öfkeleniyor. Özel yaşamını özel kılan iki kadın, Jessie ve Ruby’i de tanıyoruz bu videolar sayesinde. Seyircinin jüri yerine konulması da etkileyici olmuş. Bu reji konseptini, Darrow’un renkli yaşamını daha renkli kılması açısından çok beğendim. Kutluyorum.
Hakan Gerçek’i ise kutlamak istediğim birkaç nokta var. Öncelikle Savunma’ oyununu, hukuka ve adalete en çok gereksinim duyduğumuz günlerde repertuara aldığı için. Zalimlere karşı güçsüzün ve suçsuzun yanındaki hukuk mücadelesine iki asır önce başlayan ve savunduğu davalarla günümüze ışık tutan Clarence Darrow’un anılarını sahnelemenin özel bir tiyatro için çok onurlu bir seçim olduğunu düşünüyorum. Hakan, kolaya kaçabilir, seyirciye daha rahat ulaşabilecek, gişesini hiç düşünmeyeceği bir proje yapabilirdi. Ama sanatçı muhaliftir, muhalif olmalıdır – hele ki yargının bağımsızlığını tamamen kaybettiği, tam anlamıyla bir hukuk krizinin yaşandığı ülkemizde- ve bir şekilde mutlaka elini taşın altına koymalıdır ki Hakan Gerçek’in bir tiyatro insanı olarak yaptığı da tam olarak budur. İkinci değirmek istediğim nokta, 30 yıl önce Müşfik Kenter aynı oyunu sahnelerken, hocasına asistanlık yapan ona sufle verip büyük bir hayranlıkla seyreden tiyatro tutkunu gencecik Hakan’ın, Müşfik Kenter’in unutulmayan tek kişilik oyununa soyunma cesaretidir. Evet aynı cesareti Van Gogh oyununda da göstermişti ama Savunma hem seyirci hem oyuncu açısından çok daha zorlayıcı bir oyun. Hakan Gerçek’i, Müşfik Kenter’in hala ve hep hatırlayacağım efsanevi Clarence Darrow yorumundan sonra hiç yadırgamadığımı söylemeliyim. Yıllardır Kenter Tiyatrosu’ndaki başarısını adım adım izlediğim, özellikle, Sırça Kümes, İnishmore’lu Yüzbaşı, Anna Karenina ve 39 Basamak oyunlarındaki performansını çok takdir ettiğim Hakan Gerçek beni yine yanıltmadı.
Savunma’da Darrow anılarını anlatıyor yani oyuncunun hikayeci bir uslubla oynaması gerekir ki bu da nerdeyse hiçbir oyun imkanı bırakmaz. Hakan Gerçek, bu durumda hiç bir şekilde tekdüzeliğe düşmeden, telaşsız, çok içten ve inandırıcı bir anlatımla seyirciyi hemen kavradı. Oyunun başından sonuna kadar, kendi küçük oyunlarını kurarak Darrow’a olan hakimiyeti kusursuzdu. Jüri yerine konulan seyirciye doğrudan hitaplarında çoğu kez öfkeden alev alev yanan gözlerini hissettim. Çökmüşlüğü ve gerginliğini paylaştı bizlerle. Tek kişilik oyun çok zordur, her oyuncunun da harcı değildir. Bence Clarence Darrow, Hakan Gerçek’in tek kişilik oyunlarda ustalığını ispat etme oyunudur. Clarence Darrow nasıl dik duruşu ve onuru temsil ediyorsa Hakan Gerçek de oyuncu ve bir tiyatro adamı olarak dik duruşu ve onuru temsil ediyor. İyi ki onun gibi tiyatrocular var da, genç kuşak, bir dönemin çok iyi oyunları ile tanışma fırsatını yakalıyor. Ustan, hocan seni bu rolde görebilseydi nasıl gurur duyardı diye düşündüm hep izlerken…
Sema Öztaş’ın dekor tasarımı, Darrow’un çalışma masasından, yerde duran kalın hukuk kitaplarından ve tavandan sarkıtılmış videolardan oluşuyor. Bu videolar sayesinde, çalışma odası, mahkeme salonu, sokak ve ev olabiliyor. Çok sade ve amacına ulaşmış bir dekor. Oyunda ışık, oyuncunun anlatımını destekleyen çok önemli bir unsur. Yine Sema Öztaş imzasını taşıyan ışık tasarımı, mekan ve dava değişimlerini belirliyor ve çok iyi kullanılmış. Lokal ışık ise sanki Hakan Gerçek’in rol arkadaşı. Seval İşgören’in kostüm tasarımı, Darrow’un kişiliğini yansıtıyor. Çok beğendim. Oyuna en çok emeği geçenlerden biri de, video tasarımını gerçekleştiren Hulusi Oran. Onu ayrıca kutlamak gerek.
Kısaca söylemem gerekirse, Savunma, oyuncusu, yönetmeni, tüm yaratıcı kadrosu ile bu sezonun yüz akı oyunlarından. Müşfik Kenter’in, aynı oyunu, 12 Eylül Askeri Darbesi’nin sancılı ve karanlık günlerinden hemen sonra oynaması nasıl rastlantı değilse, Hakan Gerçek’in ‘Savunma’ sının zamanlaması da rastlantı değil. Ve ne kadar ilginç ve acıdır ki, 1890’ların gerçek davalarına dayanan savunma avukatının anıları, o gün de bugün de ülkemizde yaşanan hukuk kriziyle ilgili büyük benzerlikler taşıyıp, örtüşebiliyor!
Ne diyor Darrow oyunun finalinde ‘ Baroya girdiğimden bu yana, hukuk biliminde bir gelişme, bir ilerleme olsaydı, kendimi daha iyi hissederdim. Bilimde, matematikte, dünya neredeyse baştan yaratıldı. Din konusunda bile daha kapsamlı ve değişken bir bakış açısı yaratıldı. Bütün dünya baştan başa değişti ama hukuk ve kuralları zamana ve sonsuzluğa meydan okur gibi kaskatı olduğu yerde kaldı.’
Özgür düşünceye, insan onuruna darbe vurulmayacağı özgür günlere…
Teşekkürler Müşfik Kenter…Teşekkürler Hakan Gerçek…
Rengin Uz
www.dirensanat.com