SAVUNMA’DAN….
“Bu dava, özgürlüğün yanında olanlar ve özgürlüğe karşı olanlar için tarihi değeri olan bir davadır. Komplo, İngiliz tiranlarından tutun, günümüzün demiryolları yöneticilerine kadar, zalimlerin en sevdikleri silahtır. Düşünce suçunu cezalandırma çabasıdır. Eğer hala insan hak ve özgürlüklerini korumaya meraklı insanlar varsa, onlara, artık günümüzde neredeyse hiç bir özgürlüğün korunamaz hale geldiği, Birleşik Devletler’in Komplo Yasaları’nı incelemeyi tavsiye ederim.”
………………………………………………….
“Mahkemenize şunu söylemekte de hiç bir sakınca görmüyorum, bu özgür ulusa leke düşüren iğrenç komplonun sorumlusu ve suçlusu olan birileri muhakkak var. Eğer müvekkillerim suçsuzsa, o zaman bu “birileri”, adalet tapınağına sığınarak, sizi, beni, bu insanları korumak, kollamak maksadıyla oluşturulmuş hukuğu ve kurallarını alet ederek masum insanları mahkum etmeye çalışmaktan, fena halde suçludurlar. Bu kötü adamların – asıl suçlu kendileri olan adamların – masum insanları hapse ya da ölüme mahkum etmek adına yasaları kullanarak bir takım komplolar kurmaları, inanıyorum ki hiç birimiz için bir ilk değil!”
……………………………………………………..
“Chicago şehri bu sekiz kişiyi, nerede ve kim olduğu bilinmeyen bir veya birden fazla adamla işbirliği içinde oldukları ve bilinmeyen bir nedenle bu adamları bombalı saldırıya teşvik etmek suçundan mahkum etti… Mahkemeye, polis tarafından üretilen bir takım deliller sunuldu… Ve dava boyunca yargıç, sanıkların daha evvelden yazmış oldukları yazıları delil olarak kabul edip, bunları jüriye sundu. Jüriye de, ancak bombayı atan adamın veya adamların bu yazılardan etkilendiğini onaylarlarsa, editörler, öğretmenler, yayıncılardan oluşan 8 kişiyi cinayet suçuyla yargılayabileceğini bildirdi.”
“Sekiz kişiden dördü asıldı. Kalanlardan biri, – en gençleri – hücresinde bir dinamit kapsülünü ısırıp kafasını uçurarak intihar etti. Kalan üç kişi de ağır ağır hapis cezalarına çarptırıldı.”
Ve Chicago halkı, sonuçtan memnun olduğunu bildirdi.
………………………………………………….
“Orada yaşayanlarla konuşmayı denedim, diyelim. Korkuyorlardı. İzleniyorlardı. Ağızlarından çıkan her söz, rapor ediliyordu. Eğer çalışanlardan biri, sendikaya katılmaktan bahsederse, aynı gün işine son veriliyor, evinden atılıyor, adı kara listeye alınıyor ve ülkedeki bütün demiryolu şirketlerine gönderiliyordu.”
…………………………………………………..
“Her şeye rağmen ben, yaşamım boyunca, hiç bir zaman Amerikan Hükümetinin, silahsız vatandaşlarının karşısına, silahlı askerlerini dikeceği günü göreceğimi aklıma getirmemiştim. Üç bin altı yüz asker, silahlarını çekmiş, süngülerini takmış, grevcilerin karşısına dizilmişlerdi! Şunlara bak!”
………………………………………………………………….
“Günde sekiz saatlik vardiyalarla çalışarak, emeğin karşılığı olan parayı kazanmak ve insanca bir yaşam talep etmek, bu davada iddia edildiği gibi işten kaçmak değildir. Sayın Komisyon Üyeleri, doğrulara yaklaşmak için konuyu değerlendirebileceğimiz tek bir bakış açısı var. O da şudur, insan en iyiye nasıl ulaşır.”
……………………………………………………………….
“İçki Yasağı Birleşik Amerika’da uygulanmalı mı? Geçmişe bir bakın, bu insanların elinden içkiyi almak, şiiri, edebiyatı ve neredeyse dahilerin dünya için yarattığı güzelliklerin tümünü ortadan kaldırmak demektir. Bir bardak buzlu sudan, nasıl bir şiir çıkabilir ki?”
…………………………………………………………………….
“Ancak avukatlık yapmak için başka şeylere ihtiyaç duyulur. İş biraz daha zordur çünkü avukat olmak, seçkin bir disiplin ve bilimsel prensiplere tartışılmaz bir bağlılık gerektirir. Sorgulamak, her zaman iyidir. Sorgulamak insanı araştırmaya yönlendirir. Akıl ve bilgelik de araştırmakla başlar.”
……………………………………………………………….
Hiç bir zaman insanlara neye inanmaları gerektiğini, inanmazlarsa başlarına neler geleceğini söyleyen bir öğretiyi ya da bir dini desteklemedim. Akıl ve bilgeliğe, Tanrı’dan ya da bu anlamda her hangi başka bir şeyden korkmakla ulaşılacağını düşünmüyorum.
……………………………………………………………………
Bugün “evrim teorisini” öğretilmesini bir suç sayarsanız, yarın kitap ve gazeteleri de yasaklayabilirsiniz. Birini yaparsanız, diğerini de rahatlıkla yaparsınız.
……………………………………………………………………
“Nefretin ve şiddetin, insanların kalplerini kontrol etmeyeceği bir dönemin geleceğini iddia ediyorum. Biliyorum, bir gün gelecek ve bizler, akıl, muhakeme ve sağduyuyla, her türlü yaşamın korunmaya değer olduğunu anlayacağız. Ve işte o zaman göreceğiz ki, merhamet, insanın gösterebileceği en yüce duygudur.”
…………………………………………………………………………….
“En büyük ödülüm, öfkeyi merhametle dengelemek ve nefreti sevgiyle yenmek konusunda insanlığa ufak da olsa bir katkıda bulunduğumu bilmek olacaktır.”
www.dirensanat.com