HAMİ ÇAĞDAŞ: BU AYNAYA BAKMAK CESARET İSTER

0
HAMİ ÇAĞDAŞ
HAMİ ÇAĞDAŞ

Seyirciye sunduğu oyunlarla tiyatro dünyamıza yepyeni bir atılım ve renk getiren İkinci Kat, bir kez daha gerek konusu gerekse sahnelenmesi ve oyunculuk açısından yılın en iyi oyunlarından biriyle karşımızda: Amerikalı yazar Stephen Adly Guirgis’in yazdığı ve Ezgi Erdoğan’ın dilimize aktardığı ‘Şapkalı O… Çocuğu’ ile…

Oyun, toplumun dışına itilmiş, geleceği olmayan beş kişinin ilişkilerini -aslında ilişkisizliklerini- apaçık gösteriyor seyirci koltuğunda oturanlara. İkinci Kat’ın yeni sahnesi Karaköy Perşembe Pazarı’nda, eğer günün en civcivli zamanında oralardan geçtiğinizde, tezgâhtarların, taşıyıcıların tıpkı Jackie ya da Ralp.d. gibi davrandıklarını, konuştuklarını görürsünüz. Arada biraz doz farkı vardır. Hayata tutunma çabaları boşa çıkmıştır, ya bir yalan dünya yaratarak avunurlar ya da alkol ve uyuşturucunun avuntusuna sığınırlar. İş bulma hayalleri kapıcılık, oradan da yükselerek tamirciliktir ancak… Son yıllarda kimileri oyunlarda küfür edilmesini ya da şiddet sahnelerini kıyasıya eleştiriyorlar… Oyun mekânından söz edişimin nedeni de bu. İzleyenlere bir ayna tutuyor, yazar ve yönetmen. Eğer gerçek hayat bu ise gösterilmeyecek mi? Hani tiyatro hayatın aynasıydı!.. Bu çevrede çalışanları geçelim, kapılarında uyuşturucu satılan orta dereceli okullarımızın çıkış saatinde öğrencilerin konuşmalarını, davranışlarını izlediniz mi? Onlar nasıl konuşuyor, kızlar erkekler biribirlerine nasıl davranıyorlar…

şapkalı orospu çocuğu _ foto 2

Yönetmen Bedir Bedir, oyunun matematiğini çok ustalıkla çözmüş. Bütün oyuncuları sahnede tutuyor. ‘Orta Oyunu’ndan etkiler taşıyan bir sahneleme biçimi seçmiş. Sanırım, gelenekten yararlanma üzerine düşünenlerin bu rejiyi dikkate almalarında yarar var. Sahnede ön planda iki kişiyi, diğer oyuncuları da arka planda kendi dünyaları içinde izliyoruz. İkinci Kat’ın küçük sahnesinde oyuncu trafiğini de başarıyla düzenliyor yönetmen.

Dekor tasarımı da çok başarılı. Aynı sahnede üç mekânı da görüyoruz. Mekân değişimleri sadece o mekândaki ışıkların yanıp sönmesi ile gerçekleştiriliyor. İkinci Kat’ın temel direkleri Sami Berat Marçalı ve Eyüp Emre Uçaray’ı bu çalışmaları için ayrıca kutlamak gerekir.

Böyle bir sahneleme elbette oyunculara da ek bir yük getirmekte. Her oyuncu, yazarın tutkularının esiri olmuş, yolunu kaybetmiş insanlarına hem vücut dilleri ve mimikleriyle -özellikle diyalogları olmadığı anlarda- hem de vurgulamalarıyla can veriyor. Bu tek kişilik sözsüz oyunlar, daha sonraki diyaloglarında neyi niçin söylediklerini anlamamızı sağlıyor. Oyuncuların hepsi taşıdıkları kimliğin özelliklerini çok iyi yansıtıyor. Veronica’da Evrim Doğan, uyuşturucu batağında, dağılmış bir hayatın esiri olmuş bir tutunamayanı başarıyla canlandırıyor. Esra Dermancıoğlu çok az öne çıkmasına karşın arka planda tek başına çok başarılı bir kompozisyon çiziyor. Ünal Yeter, oyun boyunca hiç düşmeyen temposu, duygularındaki iniş çıkışları yansıtmaktaki başarısıyla övgüye değer. Hakan Atalay rehber-danışman’da (oyunda ‘rehber’ olarak adlandırılıyor, ancak böyle bir kurum bizim hukukumuzda çok yeni, bağımlıların terapisinde yardımcı oluyor) ölçülü bir oyunculuk sunuyor. Oyunun en trajik kişisi Julio’da Murat Mahmutyazıcıoğlu oyunun parlayan yıldızı. Jackie’nin kuzeni, onun en sıkıştığı zaman sığındığı liman. belki bir aşk, belki bir dostluk, öfke ve sevginin birlikteliği… Cinsel tercihini saklama çabası… Ve daha nice gitgelleri başarıyla yansıtıyor.

Slide1

 

Evet, bu aynaya bakmak cesaret istiyor. Çünkü karşılaştığımız görüntü bizden bir parça taşıyor, az ya da çok… Oyun yazarlarımızın, bir metnin yapısının sağlamlığı, kişilerin tutarlılığı, olayların akışı gibi konularda çok ders alacakları bir metin ortaya koymuş Stephen Adly Guirgis. Bu metni sahye çıkaranlar da çok güzel bir iş ortaya koymuşlar. Mutlaka görülmeli. Görülmeli ve bütün boyutlarıyla tartışılmalı Küfür tuzağına düşmeden…

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.