Adayları açıklandıktan sonra tiyatro dünyasında tartışmalara, kırgınlıklara neden olan 18. Afife Tiyatro Ödülleri düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Yeniden bu tartışmaları açmaya, kim haklı, kim haksız konusuna girmeye niyetim yok. Afife törenindeydim, izledim ve geceye dair izlenimlerimi not ettim…
– Afife Tiyatro Ödülleri 2014’ün sunucusu yine Korhan Abay’dı. Korhan Abay, tiyatrocu kimliğinin de verdiği rahatlık ve yılların birikimiyle çok iyi, yumuşak bir sunucu olduğunu kanıtladı. Sahneye son derece hakim ve sempatikti.
– Törenlerin en hüzünlü anları, kaybettiğimiz sanatçıların anıldığı bölümler. Ne çok değerimiz yitip gitmiş yine bu yıl…Bir kez daha alkışlarla uğurladık onları. Korhan Abay, ‘Onlar tiyatro sevgisiyle gittiler ama yok yere gidenler de var’ diyerek, bu yıl Gezi olaylarında, gencecik yaşta yaşamlarını kaybeden ve içimizde derin bir yara bırakan gençlerin isimlerini saydı…
– Hüzün, 14 yaşında, Gezi olaylarında yaşamını kaybeden ana kuzusu Berfin’in anılmasıyla daha da koyulaştı. Konu dışı yaramazlık hakkını kullanan sunucunun, Berfin’i kastederek ‘Kalın kaşlı çocuk da büyüyünce bir aktör olacaktı belki’ sözleri üzerine büyük bir alkış koptu. ‘Her yer Taksim, her yer direniş’ diye bağırıyordu hep bir ağızdan salonu dolduran hanımefendi ve beyefendiler…
– Geçen yılın ‘En Başarılı yardımcı Erkek Oyuncusu’ Süleyman Atanısev (Sessizlik oyunu ile ) bu yıl yardımcı rolde ödül alan Defne Halman’a (Katil Joe ile) ödülünü verecekti. Defne, Avusturya’da olduğundan, rol arkadaşının ödülünü Engin Hepileri aldı. Korhan Abay’ın Atanısev’e ‘Soyadını çok seviyorum’ demesi, sunucunun anlık espri yeteneğini gösteriyordu.
– Korhan Abay, Tardu Flordun’un şaibe sözleri üzerine ‘ Şaibe var da, paralel yok, tape yok! diye atılarak gerilen ortamı yumuşatma yoluna gitti.
– Gecenin en uzun konuşmasını, Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri İcra Kurulu Başkanı Salih Başağa yaptı. Belli ki Afife Ödüllerini yıpratan tüm söylentilerden canı fena halde sıkılmıştı ama bir yandan da belli etmek istemiyordu! Sakin olmak istiyor ama her cümlesinde serzenişi hissediliyordu. Jüri üyelerine sahip çıktı, onları toplu halde ayağa kaldırdı. Afife’yi hatır ödülleri dağıtmak için oluşturmadıklarını, değerlendirmenin şeffaf bir ortamda yapıldığının özellikle altını çizdi. Bir ödül töreni için gereksiz uzun bir konuşmaydı ve sıktı.
– İkinci uzun konuşmayı, Yap Kredi Özel Ödülünün sahibi, Prof. Dr Zehra İpşiroğlu yaptı. Çok heyecanlıydı, elindeki kağıttan okudu. O ders verdi, biz seyirciler de öğrencisi olduk. Tiyatroyla ilgili haklı kaygılarını, Brecht, Havel ve Nazım Hikmet’i anarak, örneklerle anlattı.
– Gecenin en mutlu ekibi, Tiyatro Adam oldu. En çok ödülü (sahne müziği, sahne tasarımı, yönetmen ve prodüksiyon) Brecht’in ‘Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı’ adlı oyunla onlar topladı. Yılın En Başarılı Prodüksiyonu ödülünü almak üzere tam kadro sahneye çıkan ekip adına konuşma yapan Fatih Koyunoğlu, oyunun yazarı Bertolt Brecht’e teşekkür ederek başladı ve ‘Keşke bizi demode bir oyun oynamakla suçlasalardı’ dedi. Afife Jale onlar için başka bir anlam daha taşıyordu; Tiyatro Adam sezon boyunca oyunlarını Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde sahneledi.
– Gecenin en duygusal anı (Ki bazılarına göre, bu Barış Dinçel’in jüriye yaptığı bir protestoydu ama bana hiç öyle gelmedi) ‘Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı’ oyunu ile ‘Yılın En Başarılı Sahne Tasarımcı’ ödülünü alan Barış Dinçel’in aynı dalda aday olan kız kardeşi Başak Özdoğan’ı (İz oyunu ile) sahneye çağırıp ‘boynuz kulağı geçti’ diyerek ödülü kardeşine vermesiydi. Başak Özdoğan heyecandan konuşamadı, sadece ‘Ağabeyi olmak böyle bir şey ‘ diyebildi. İkisini de alkışladım, iki kardeşin de dekor tasarımı yaratıcıydı. Ama ben o jüride olsaydım, Barış’ı çok beğenmeme rağmen, oyum Galata Perform’un küçücük sahnesinde, üç farklı dönemi iç içe, çok ince ayrıntılarla yaşatmayı başaran Başak Özdoğan’a olurdu.
– Söz Galata Perform’un İz oyunundan açılmışken, Okan Urun’un hem jüride hem de ‘İz’in kadrosunda olması da eleştiri konusuydu. Kendisi tabii ki değerlendirme dışıydı. Aslında böylesi durumlarda, oyunlara da seçici kurulda olan ama aynı zamanda değerlendirmeye giren o oyunda çok iyi performans sergileyen oyuncuya da yazık oluyor. Sezonun en iyi yapımlarından olan ‘İz’in Afife’den eli boş dönmesini ben buna bağlıyorum. Daha fazla dedikodu çıkması istenmedi ve ‘İz’ de bundan nasibini aldı. Yani Okan Urun jüride olsun veya olmasın, İz bu ödüllerde yer almayı sonuna dek hak ediyordu ve bence ‘ En İyi Yönetmen’ ödülünü de alabilirdi.
– Aysa Prodüksion Tiyatrosu yapımı, Engin Alkan’ın Huysuz müzikali ile ‘Yılın En Başarılı Giysi Tasarımı’ ödülünü kucaklayan Tomris Kuzu, konuşmasında, türkçemize yeni bir deyim kazandırdı: Çok fazla teşekkür etmek! Samimi ve heyecanlı konuşmasından kostümleri annesinin diktiğini de öğrendik.
– En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Tardu Flordun’un (Kim Korkar Hain Kurttan ile) biraz kafası karışık gibiydi. İzmit Şehir Tiyatrosu’ndan istifa ettikten sonra 7 yıl işsiz kaldığından söz etti, antipatik biriyim dedi, beni seçmezler sandım dedi, şaibeli durum var dedi, ödülü aldığım için gururluyum dedi. Hocası Çetin Tekindor’a teşekkür etmeyi de unutmadı.
– Yılın En İyi Kadın Oyuncusu Zerrin Tekindor, teşekkür konuşmasını yaparken, oğlu Hira ve eski eşi Çetin Tekindor yan yana onu izliyordu. Oğlu ve oyunun yönetmeni Hira, annesini ayakta alkışlarken, Zerrin Tekindor sahneden ‘Canım oğlum, canımın içi’ diyerek ona teşekkür ediyordu.
– Muhsin Ertuğrul Özel Ödülü’nü, Münir Özkul adına kızı Güner Özkul aldı.’ Babam ilahlar mertebesine çıkmış sayılı oyunculardandı’ derken, Münir Özkul, ekranda ‘Sersem Kocanın Kurnaz Karısı’ndaki o ünlü ‘Perde’ tiradını oynuyordu. Hem de ne oynamak…Evet keşke aramızda olabilseydi…
– Gecenin bence en isabetli ödüllerinden biri, Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülüne Galata Perform’da sahnelenen ‘İz’ oyunu ile değer görülen genç yazar Ahmet Sami Özbudak oldu. Konuşması da çok hoştu, ‘Benim için iki tutku var, yazmak ve aşk, bu ödülü de Afife Jale ve Selahattin Pınar’ın aşkı için alıyorum!
– Gecenin en heyecanlısı, Yılın En Başarılı Genç Kuşak Sanatçısı dalında, Tiyatro Pürtelaş’ın ‘Savaş’ oyunundaki performansıyla Afife heykelciğini kucaklayan Ecem Uzun oldu. Heykelciği zor taşıdı sanki. ‘Şu anda tir tir titriyorum’ derken, ödülünü sunan Cem Uslu’nun elini bırakmadı.
– Gecenin en sevimli esprisini, Şehir Tiyatrosu sanatçılarından Murat Garipağaoğlu, ‘Yardımcı Rolde En Başarılı Erkek Oyuncu’ adaylarını sayarken, Mehmet Birkiye’den (Katil Joe) genç kuşak oyunculardan diye söz etmesi oldu!
– Ödül töreni olur da kıyafetlerden söz edilmez mi? Gecenin en şık kadın sanatçısı, Tiyatrokare’de ‘ Müziksiz Evin Konukları’ oyunu ile ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülüne aday olan Özge Özder’di. Beyaz, sade tuvaleti çok yakışmıştı, makyajı kusursuzdu. Onu, siyahlar içinde tüm zarafeti ile Zerrin Tekindor ve mini mini siyah elbisesi ile Ayça Varlıer izledi.
– Gecenin en rüküş kadın sanatçısı ise, aslında her zaman kendine yakışanı giyen Sumru Yavrucuk’du. Uzun bol kesim renkli eteği ile siyah üstünü, ceketimsi bir gömlekle tamamlamıştı. Kesinlikle kendisini şişman gösteren bir kıyafetti.
– Özenilmiş, iyi organize edilmiş bir geceydi. Ozan Usluoğlu Orkestrası ve solist Meltem Ege geceyi renklendirdi. Ama ne Haldun Dormen, ne sunucu ne ödül alanlar ne ödül verenler 2013- 2014 tiyatro sezonun ne kadar zorluklarla geçtiğinden, geziye destek veren özel tiyatroların cezalandırıldığından, ödenekli tiyatrolarının ölüm fermanı olan Tüsak yasasından söz etti!
İşte bu bana çok garip geldi…Bir tiyatro gecesinde, tiyatroyu bitirmek isteyen zihniyetten hiç söz açılmadı…Sanki yokmuş gibi…Bu olmadı…
RENGİN UZ
www.dirensanat.com