RENGİN UZ : ‘BAĞIMLILIĞIMI OLANAKLI KILDIN ANNE’

0

   Perdesini açtığından bu yana hep cesur oyunlar sahneleyen Craft Tiyatro, bu kez Kalp Düğümü’nde madde bağımlılığı ile duygusal bağımlılığı, sevgi ve nefret ilişkisini aile bireyleri üzerinden sorguluyor. Kalp Düğümü, Melisa Sözen’in oyunculuğu için bile izlenmeye değer.

 

 

RENGİN UZ
RENGİN UZ

Kalp Düğümü’nün yazarı David Eldridge’i dört sezon önce DOT’ta sahnelenen ‘Festen/Kutlama’ oyunu ile tanımış ve etkilenmiştim. Yeni oyunu Kalp Düğümü’nün Craft Tiyatro tarafından oynanması ve seyredenlerin ağız birliği yapmışçasına‘Melisa Sözen harika’ demeleri bu oyunu fazlasıyla merak etmeme neden oldu. Oldu da, salon küçük, oyun az oynanıyor, yer bulmak zor. Neyse bir ay önce yerlerimizi ayırttık ve İstanbul’un tek manzaralı tiyatrosunun yolunu tuttuk.

Yazar, bağımlılık –bağlılık, aşk-nefret ilişkisini bir anne kız üzerinden sorguluyor. Sadece madde bağımlılığı mı bir insanı tutsak ve hasta eder, aile zaten başlı başına bir bağımlılık kaynağı değil midir? Duygusal bağlılık mı bağımlılığı tetikler, yoksa insan bağımlı olunca mı duygusal olarak en yakınına sığınmak, bağlanmak, onun kanatları altına girmek ister?

Her türlü bağımlılığı aile ortamında ele alan David Eldridge çok da bilmediğimiz şeyler anlatmıyor. Aşk-nefret ilişkisi yaşayan, sağlıksız bir biçimde birbirine kenetlenen veya kenetlenemeyen anne ve iki kızının hikayesi. Anne Barbara, büyük kız Angela, küçük kız Lucy ve gölgesi hep aralarında olan ölmüş baba. 27 yaşında, çocuk programı sunucusu Lucy, programdan önce eroin içerken yakalanınca işinden atılır. Babasını bebekken kaybetmiş kızın sığınacağı tek yer ana kucağıdır. Sadece tek kızı varmış gibi davranan sürekli Lucy’nin üzerine düşen Barbara’nın büyük kızı Angela ise hep babasının kızı olarak kalmış, anne sevgisinden ve ilgisinden yoksun büyümüştür. Annesini sömürdüğünü düşündüğü Lucy’den nefret etmekte kendince sebepleri vardır. Hayatta hiç bir şeyle, en önemlisi de kocasının ölümüyle yüzleşmemiş olan alkolik anne için sadece ve sadece bütün zaaflarıyla Lucy vardır. Ve bu sağlıksız, aşırı, baskıcı, kaybetme korkusuyla, bağlılıktan bağımlılığa dönüşen sevgi, gün gelip insanı boğabilir. Lucy ‘ Ne istersem yapma, bana hayır demeni istiyorum’ diye haykırırken benim kafamda yer eden cümle ise annesine söylediği ‘Sen benim bağımlılığımı olanaklı kıldın’ cümlesi oldu.

10847046_10152962440039084_202459933_n

Kalp Düğümü’nde, aile içi sorunların yarattığı travmalar, uyuşturucu bağımlılığı, genetik bağımlılık, duygusal bağımlılık, sevgiden kaynaklı birbirine zarar verme gibi evrensel konularla birlikte, televizyon dünyası ve kimi zaman acımasızca insan yaşamını hiçe sayan magazin medyası da yazarın kalemine dolanıyor.

Oyun ilerledikçe, babanın da madde bağımlısı olduğunu, büyük kızın hiç belli etmese de kendine zarar verecek kadar kötü günlerden geçtiğini öğreniyoruz. Angela’nın, babasının ölüm nedeniyle ilgili annesini suçladığı sır için ben başka bir senaryo yazmıştım! Benimkine göre oyundaki hafif kaldı sanki! Burada açıkça yazamıyorum izleyenler kendileri karar versin.

VE MELİSA SÖZEN….

Okan Başar Bahar’ın dilimize çevirdiği oyunun yönetmeni Çağ Çalışkur. Yani İpek Bilgin’in kızı, yani bir anne-kız ilişkisi daha. Onlar için de prova süreci heyecanlı, inişli, çıkışlı farklı duygular içinde geçmiştir diye düşünüyorum. Anneden, babadan, haladan tiyatrocu Çağ Çalışkur, ‘Armut Dibini Düşer’in başarılı bir örneği. Bu zor oyunun üstesinden gelmiş.

İpek Bilgin ve Çağ Çalışkur, madde bağımlısı Lucy rolünü ilk kez sahneye adımını atan Melisa Sözen’e vermekle aslında riske girmişler. Ama sahnede, kan çanağına dönmüş gözleri ile boşluğa bakan, tir tir titreyen Melisa Sözen’i görünce, onun ilk oyunu olduğuna inanamayacaksınız. Sahnede, deneyimli, rolüne tamamen hakim çok iyi bir oyuncu var. Uyuşturucu batağına saplanmış kırılgan Lucy’de, maddesel ve ruhsal olarak bir bağımlının her halini ve iyileşme sürecini bize son derece inandırıcı bir biçimde sundu. Seyircinin bir an bile oyundan kopmasına izin vermedi çünkü kendisi bir an bile Lucy’den kopmadı. Hem Melisa Sözen’e hem onu çalıştıran hocası İpek Bilgin’e yürekten alkış.

 

İpek Bilgin, suçluluk duygusu içinde, kızlarıyla sağlam bir ilişki kuramayan, küçük kızına uyuşturucu bulup eline tutuşturacak kadar ona ve alkole bağımlı Barbara rolünde. O, sahnede her zaman iyi olanlardan. Ama ben sanki Barbara’da, ‘Uğrak Yeri’ndeki anneden izler görür gibi oldum. Kızını oyalamak adına yaptığı şirinlikler de bana biraz fazla geldi.

10872628_10152962453614084_1255637858_n

Lucy’nin avukat ablası Angela, ailenin gerçekleri gören, ayakları yere sağlam basan, oyunun tek olumlu kişisi. Güçlü, inatçı, soğuk, duygularını saklamasını bilen Angela’ da,7 yaşından beri sahnede olan Ezgi Çelik var. Ben onu ilk kez, İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen Dostoyevski’nin Yer Altından Notlar oyunundan seyretmiş ve beğenmiştim. Yine çok ölçülü, yine beğendim.

 

İkinci Kat’ın Aut oyunu ile benim vazgeçilmez oyuncularım arasına giren Erkan Kolçak Köstendil, Lucy’in hayatına giren ve genç kadını olumsuz etkileyen erkekleri oynuyor. Özellikle, gözü dönmüş gaddar eroin satıcısı dişine göre bir rol ama ben Köstendil’in bir oyunu nasıl baştan sona sürüklediğini bildiğim için burada yadırgadım. Ama dizi ile tiyatro ancak bu kadar yürüyor herhalde.

10877563_10152962451614084_765178996_n

Oyunda aile bireylerinin dışında bir kadın daha var: Hemşire Marina. Lucy’e kendisiyle barışması için kalp düğümünü çözmesinde, yüreğini açmasında yardımcı olan, annesinden bağımsız bir birey olabilmesi için güç ve moral veren Marina’yı Melisa Doğu oynuyor. Doğru ve yalın bir oyunculukla.

Kalp Düğümü’nde alkışı hak edenlerden biri de dekoru tasarlayan Simone Mannino ve Jesse Gagliardi. Craft’ın daracık sahnesine, evin içini, bahçesini, hastane odasını, pastaneyi, barı sığdırmayı başarmışlar. Önceden sahnenin kenarlarına geometrik şekiller gibi gizlenen dekor parçaları, yeri geldiğinde oyuncular tarafından çekilerek, masa, sandalye, yatak, bank, çekmece oluyor. Çok yaratıcı ve işlevsel.

Her türlü bağımlılık, bağlılık ve sevginin birbirine karıştığı Kalp Düğümü’nü boğazım düğüm düğüm seyrettim. Sonundaki umut ışığı içimi biraz da olsa ferahlattı…

Seviyorum ben bu Craft Tiyatroyu….

RENGİN UZ

www.dirensanat.com

 

 

 

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.