Devlet Tiyatroları ‘Ustalara Saygı’ dizisinde yazar ve yönetmen Cüneyt Çalışkur’u anıyor. Çalışkur için, sonsuzluğa uğurlanışının dördüncü yılında 29 Mart Pazar günü saat 19.00’da Beyoğlu İstiklal caddesi Atlas Pasajındaki Küçük Sahne’de bir anma programı düzenlendi. Çalışkur’un eski öğrencileri, çalışma arkadaşları ve dostları, onun 2004-2007 yılları arasında kaleme aldığı ‘Katını Seçen Asansör’ oyununu seslendirecekler.
Programı İstanbul Devlet Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Zafer Kayaokay açıkladı: “Geçmişini bilmeyen geleceğini öngöremez. ‘Ustalara Saygı’ başlığıyla bu yıl yapacağımız etkinlikler dizisinin ilkinde Cüneyt Çalışkur ‘usta’mızı başta kız kardeşi Rüçhan Çalışkur olmak üzere dostlar, daha önce hiç sahnelenmemiş bir oyununu Okuma Tiyatrosu formatıyla sahneye taşıyacaklar. Ayrıca şiirlerinden, anılarından ve sahnelediği oyunlarla ilgili sunumlar yapacaklar.”
‘Ustalara Saygı Geceleri’ koordinatörü ve müdür yardımcısı Ayşen İnci de yaptığı açıklamada , “Ustalarla çıraklar , birikim ve belleğimiz ile yeni kuşak genç sanatçılar arasında sağlıklı köprüler kurmak ve ustaları anmak , bizim hem görevimiz hem de ustalarımıza bir vefa borcumuzdur. Ustaların birikimlerinden biz çıraklarların öğreneceği çok şey var. Bu aynı zamanda bir iç eğitim geleneğimizdir. Bizim İstanbul Devlet Tiyatrosu olarak, görevimiz, benzer etkinliklerimiz ve oyunlarımızla Türk Tiyatrosu’na değerler ve anlamlar katmaya ve çoğaltmaya devam etmektir. Ücretsiz etkinliğimize Cüneyt Çalışkur’u bilen, seven ve merak eden izleyicilerimizi Küçük Sahne’ye davet ediyoruz “ dedi.
CÜNELT ÇALIŞKUR İÇİN NE DEDİLER:
ENVER BAŞAR: Devlet Tiyatroları olarak aramızdan ayrılan sanatçıları, hiçbir zaman ‘kayıp’ olarak nitelemedik. Çünkü biz onları kaybetmedik; her an anılarıyla, eserleriyle ve sanata tuttukları ışıkla yürüyoruz bu yolda… Cüneyt Çalışkur’un meşalesi önce kız kardeşi Rüçhan Çalışkur’da, sonra bizlerde. Bizden sonra gelenlere Çalışkur’u anlatmak sadece boynumuzun borcu değil, kurumsal görevimizdir. Merhumu ‘anlamak’ için düzenlediğimiz okuma çalışması aynı zamanda ona duyulan sevgidir, saygı duruşudur.
SUMRU YAVRUCUK: Leenane’in Güzellik Kraliçesi en severek oynadığım oyun olmuştur. Metni Cüneyt’in yönetmesini çok arzu etmiştim. Cüneyt’in şiirle, felsefe ile kurduğu derin bağ yönettiği oyunlarda da çok hissedilir. Oyuncunun yaratım sürecine önem vererek, sonsuz kere denemelerin önünü açardı .Hayata geçirmek istediği nice proje varken zamansız gidişi çok acı…
CELAL KADRİ KINOĞLU: Cüneyt Çalışkur yaşayan bir şiirdi. O, gerçek bir entelektüeldi. Onunla tanışmak bile gerçek bir mucizedir.
CİVAN CANOVA: Üretken kişiliği ile bilinen Cüneyt Çalışkur, harika bir dost ve çok iyi bir yönetmen olduğu kadar çok da iyi bir şairdi. Şöyle diyor dizelerinden birinde; “El değil pençe / Ellerimiz, / kendi sırtımızda / arkamızdan itiyorlar, / siyah – beyaz bir balkon fotoğrafından / dışarı sızmaya”… Yönetmen olarak ufkumuzu berraklaştırarak, dost olarak çıkarlardan uzaklaştırarak bizleri hep güzel yerlere itti sırtımızdan. Çok özlüyorum onu. Hayatta ve sahnede yalnız hissediyorum artık kendimi. Ama hep yüreğimde ve ışıldayan gözleri hep izliyor; ileride bir yerlere itiyor hala, siyah – beyaz salonun karanlık bir köşesinden, yüreğime yansıyan renkli bakışlarıyla…
MELEK BAYKAL: Cüneyt, gerçekten de eksikliği doldurulamayacak kadar önemli ve zeki bir sanatçıydı. Aynı dönemlerde okuduk ve aynı sahnelerde soluduk. Hem iyi bir yönetmen hem de mükemmel bir oyuncuydu.
www.dirensanat.com
SABİT DOĞAN