HİÇ KİMSE SEVDA ŞARKISI SÖYLEMİYOR….
“Turgut Özakman’ın “Fehim Paşa Konağı”nı her okuduğumda Yusuf’un “ Kan gölünde nilüfer mi açar ? Toprağı yüz bin insanın gözyaşıyla sulasak, bir tek çiğdem yeşertebilir miyiz ? “ repliğinde duraksarım.
“ Sıkıldım ben bu kabadayılık oyunundan. Hiç kimse sevda şarkısı söylemiyor. Ela gözden, güzel yüzden, çiçekten, böcekten söz eden yok..”
“Fehim Paşa Konağı’nı Kemal Kocatürk metnin çizgisine sadık kalıp, Geleneksel Türk Tiyatrosu’ndan esintiler katarak, son derece işlevsel bir biçimde uygulamış. Sahneye konuştaki dengeli ustalık ile oynanıştaki samimiyet ve yaratıcılık, hiç kuşkusuz ki oyuna çok şey katmakta. Kadro özenli hazırlanmış bir takım oyunu ile çıkıyor karşımıza. Oyunu izledikçe her replik için provalarda ne kadar çok çaba harcadıklarını görüyoruz. Oyuncuların pozitif enerjisi seyirciye de geçiyor. Seyircilerde beğenilerini alkışları ile verdi. Gerek performansları gerekse ritmleri birbirinden aşağıda kalmıyor.
Zaten ” Sultan Abdülhamid Saltanatı’nın otuz ikinci yılında, uzanmış sert iktidar yatağına roman okuyordu.Yıldız sarayı zeytinyağlı dolma, şebboy ve küf kokuyordu. Her şey düzeninde görünüyordu kısaca. Istanbullular her gece mehtaba çıkmaya başladılar. Ne olduysa, bu arada oldu..” değil mi ?
Özgün müzikte Selim Atakan ve müzik direktörü olarak Hüseyin Tuncel, oyunla bütünleşen, harika şarkılarla izleyiciyi mutlu ediyorlar. Kostümlerin sofitadan aşağıya doğru inmesi dünü bugüne başarıyla iliklerken, uyumlu bir bütünleşmeyi de beraberinde getiriyor, hiç kuşkusuz. Bu arada hemen belirtmeliyim ki; sahne, ışık, kostüm tasarımları kutlanmaya değer özellikte. Dekor, müzik, kostüm ( döneme, karakterlere, konuya tam olarak uyum sağlamakta ) rejiyle dört dörtlük örtüşmüş.
“Fehim Paşa Konağı”nın şüphesiz en büyük sürprizlerinden biri de, oyunda başlı başına bir doruk olan Yorgancı Azizler ( Volkan Ayhan, Murat Üzen ) ile Berber Arifler ( Hamit Erentürk, Cihan Kurtaran ) ..mahalle insanını, söylentilerin yayılmasını, oluşturulan sosyal korku ve baskıları o kadar net biçimde simgeliyorlar ki. Bu simgesel ele alış oyunun içeriğini adeta daha da varsıllaştırmakta.
Nevzat Çankara’yı 2000’li yılların hemen başında “Kanlı Nigar”da canlandığı Laz Ali karakteriyle izlemiş ve hayran kalmıştım. “Türkiye Kayası”, “Shakespeare”in ardından kendi ifadesiyle ‘Kadrolu Yaver’ olarak “Fehim Paşa Konağı”nda Nuri ve Hadi rollerinde , üstün oyunculuk katındaki yorumuyla kelimenin tam anlamıyla harikalar yaratıyor. Hiçbir abartıya mahal vermeden rolünün tüm ayrıntılarını, en inandırıcı bir biçimde, beden diliyle bütünleştirerek uzun yıllar belleklerde yer edecek bir başarıya daha imzasını atıyor.Tüm kadronun ustalıkla hayata geçirdiği ” Fehim Paşa Konağı”nda Nevzat Çankara’nın olağanüstü bir yaver tiplemesi yaratıyor. Karekterin kimliğini seyirciye doğru bir biçimde veriyor. İzlenmeye değer bir oyunculuk gösterisi.
Çağatay Palabıyık kusursuz buldum. Sahne dinamizmi, yeteneği ve zamanlaması gözönüne alındığında yaratıcı oyunculuk sergiliyor. canlandırdığı Yusuf karakteriyle bizleri büyüledi. Öyle ki, sahneye adımını atar atmaz bir canlılık geldi. Gelecekte bu ismi çok konuşacağız. Çağatay Palabıyık, kimi kalıplaşmış ökselere takılmıyor, sahne sempatisi ve komedi türü oyunlara oldukça yatkın..
Nazan Yatgın Fehim Paşa’nın eşini ustalıkla oynuyor. An geliyor rolünü aşıyor, an geliyor alkışlarla kesiliyor oyunu.. özellikle öfkeden kendinden geçtiği sahnede alkışlar uğultuya dönüşmekte.Yıllar yılı biriktirdiği içsel malzemeyi başarıyla ortaya koyarak, her sahnede zengin bir oyunculuk örneği sergilemeyi başarıyor ve diyebilirim ki, bir defa daha yaşar kıldığı karakterle kendini tiyatromuzun yakın tarihine taşıyor. Umarım bir gün Adile Naşit’ anlatan bir oyunda Adile Naşit’i canlandırır..ayrıca ” Ahududu”da düşünüyorum Nazan Yatgın’ı. Belki yıllar sonra “Hababam Sınıfı”nda Hafize Ana, neden olmasın ? Yoo,önce Müşfika, diyorum.Tıpkı Nazan Yatgın gibi, Pelin Budak da yarattığı illüzyon ve mimik kullanımıyla harika…
Özetle,Turgut Özakman’a yaraşır bir yetkinlikle sahnelenen “Fehim Paşa Konağı”, kaçırılmaması gereken, her düzeyde başarılı bir çalışma..
YAVUZ PAK-PINAR ÇEKİRGE