Yaz Okumaları: Haldun Dormen’den dördüncü anı kitabı
NERDE KALMIŞTIK?
Daha öncelerde de bu sayfalarda yazdığım gibi, tiyatro insanlarının anıları, edebiyatın anı türü için seçkin bir anlam taşımaktadır. Zaten, önemli tiyatro insanlarının anıları tüm dünyada her zaman ilgi devşirmiş, devşirmeye de devam etmektedir. Oysa bizde öylesine azdır ki bu tür anı kitapları.
Tiyatro anıları tiyatro tarihimizin belgeleridir. Tiyatro sanatçılarının anıları her yerde popüler bir kimlik kazanmışken, ülkemizde gördüklerini, yaşadıklarını kaleme almış oyuncu sayısı oldukça azdır.
Gülriz Sururi yetişme koşullarından başlayarak bir tür yaşamöyküsü kaleme almıştır, zevkle ve ilgiyle okunan. Mücap Ofluoğlu dönemin politik genelgörünümünü betimlemeye özen göstermiştir. Ahmet Fehim Bey’in hatıraları Türk tiyatrosuyla ilgili temel bilgiler kapsamaktadır. Vasfi Rıza’nın anıları okurun öğreneceği sayısız bilgi, birikim, deneyimle yüklü anılardır; Cumhuriyet tiyatromuzun tarihçesidir. Mustafa Alabora’nın “İşim Gücüm Yaşamak” adlı kitabı, Alabora’nın anılarının, renkli ve mücadele dolu yaşamının, Türkiye’nin sosyolojisinin, politik hayatının, birçok sanatçının, tiyatronun, müziğin dile getirildiği bir nehir söyleşi. Haldun Dormen’se, sımsıcak bir anlatımla, hem kendinin, hem de kendi tiyatrosunun öyküsünü dile getirmekte.
Nerde Kalmıştık? Haldun Dormen’in kaleme aldığı dördüncü anı kitabı. İlk anı kitabı “Sürc-i Lisan Ettikse” Dormen Tiyatrosu’nun kapanış tarihi olan 1972 yılına kadar gelip biter. “Antrakt”ta ise 1972-1983 yılları arası anlatılmaktadır. “İkinci Perde” 1983’ten 2001 yılına kadar gelir. Ve Nerde Kalmıştık? 2002 yılından günümüze, bugüne uzanmaktadır.
Özellikle ilk kitapta Dormen Tiyatrosu, tiyatronun kuruluş aşamaları, geçirdiği evreler, sıkıntıları ve kapanışı ağırlıktayken, bu son kitapta bir yandan Haldun Dormen’in içinde bulunduğu tiyatro dünyasını yakından tanıyor, öte yandan özel yaşamından kesitlerle kişisel yaşamöyküsüne de tanıklık ediyoruz. Kitabın “Bizim Aile” başlıklı, benim çok severek, büyük bir ilgiyle okuduğum ilk bölümü bir film gibi, anlatılanlar da sanki bir film öyküsü.Dormen kendi yaşamının özetini yapıyor, ailesini okuruyla tanıştırıyor, Haldun Dormen’in nasıl Haldun Dormen olduğunun da ipuçlarını veriyor okura.
Diğer bölümler yalnızca 2002’den günümüze içinde yaşadığı tiyatro dünyasını anlatmakla kalmıyor, geçmişle bugün arasında gitgellerle çok önemli anımsatmalarda bulunuyor. Örneğin bugün pek az insanın bildiği, alternatif tiyatroların bir ilki sayılabilecek, Asaf çiğiltepe, Duygu Sağıroğlu ve Erol Günaydın’la birlikte, Küçükparmakkapı’da bir apartmanın birinci katında kurduğu Cep Tiyatrosu’ndan söz ediyor. Egemen Bostancı’yı saygı ve sevgiyle anıyor, Şan Tiyatrosu’nu, oradaki unutulmaz müzikalleri anımsattırıyor. İsmet Ay, Osman Şengezer gibi dostlarını yad ederken, Gülriz Sururi, İbrahim tatlıses’le yaşadıklarını, Mustafa Sarıgül’le yaşadığı hoş olmayan olayları kimseyi fazla suçlamadan, her zamanki kalender tavrıyla anlatıyor.
Geçmişe vefa tabîi ki çok önemli; bunu Haldun Dormen’in hem yazdıklarında, hem röportajlarında, hem de işlerinde hep gördük. Lüküs Hayat operetinin selam sahnesinde bu operette ilk oynayanların fotoğraflarını ekranda yansıttırması bunun en güzel örneklerinden biri. Nerde Kalmıştık?’ta eşine az rastlanır sevgi dolu bir vefa örneği göstererek, yardımcılarına, asistanlarına, çalışmalarındaki gizli kahramanlara da tek tek teşekkür ediyor; adlarını bir bir sayıyor. “Her şeyi ben yaptım,” demiyor, “biz yaptık, birlikte yaptık,” demeye getiriyor kendine özgü alçakgönüllülüğüyle.
Bu kitabı okurken bir kez daha düşündüm: tiyatro yaşamımıza damgasını vurmuş birçok özel tiyatromuz unutulup gidiyor. Elhamra Tiyatrosu, Muammer karaca Tiyatrosu, Gen-Ar, Arena, Gazanfer Özcan-Gönül Ülkü Tiyatrosu, Nisa Serezli-Tolga Aşkıner Tiyatrosu (kısa bir araştırma yapılmıştı bildiğim kadarıyla)… daha hayatta olan son tanıkları varken neden araştırılmaz, tarihçeleri yazılmaz, adları dışında unutulup gitmeleri engellenmez? Üniversitelerin tiyatro bölümleri neden bunu bir tez konusu yapmaz?
Kitabımıza geri dönecek olursak, tiyatroyla yakın uzak ilişkiniz varsa, bu yaz ne yapıp edin Haldun Dormen’in bu son anı kitabını, Nerde Kalmıştık?’ı muhakkak okuyun. Kendinizi Haldun Dormen’le sohbet ederken bulacaksınız, ona neden herkesin “Haldun Abi” dediğini anlayacaksınız ve çok şey öğreneceksiniz. İyi ki tiyatromuzda bir Haldun Dormen var ve iyi ki bu kadar çalışkan. Ona gerçekten çok şey borçluyuz.
YAŞAR İLKSAVAŞ
www.dirensanat.com