Hami Çağdaş:Sanırım “kandırılan” kervanına Nejat Birecik de katılıyor
Önce çoğumuzun bildiği tarihten bir sahne: Bir zamanların İstanbul’unda tatil günleri meydanlarda eğlence parkları kurulur bunların da yıldızı tel cambazları olurmuş.
Halkın ilgisinin yanı sıra yankesiciler de bu gösterilere ilgi gösterir, cambazı ilgi ile izleyenlere yaklaşır ceplerinden cüzdanları çalarlarmış. Bu durumu hissedip etrafına bakınanlara da yanlarındaki erkete “Cambaza bak cambaza” diyerek kurbanın dikkatini yeniden cambaza çekermiş.
Son günlerde böyle bir “cambaza bak” dirimi yaşıyoruz her alanda. Her yerde FETÖ’cüler var. Kaçak kat çıkarsanız ihbar eden FETÖ’cü, size ceza kesen de, yolda arabanıza çarpan da, rakip firmada çalışan da, karşı dükkânın sahibi de. Yıllarca yapmak isteyip de yapamadığınız ne varsa yapınız ne de olsa FETÖ var…
Sanat dünyası da bundan nasibini aldı. Darbe girişiminin hemen ertesinde dizi sanatçılarından FETÖ’cü olanların ayıklanması, zam ve daha iyi çalışma koşulları isteyen çalışanların da bunlarla beraber gözaltına alınması istendi. Malum bu sektörde acımasız bir rekabet ortamı var. Ardından yazarlar, şairler geldi “darbeci” olarak…. Sıra elbette tiyatroculara gelecekti. İstanbul Belediyesi bu fırsatı kaçırmadı ve Şehir Tiyatroları’nda “çıban başı olanların işine son verdi… Bütün bu olup bitende FETÖ’cü olmamanın bir ispatı yok elbette…
Son sürprizi Devlet tiyatroları yaptı ve bir açıklamayla “hainliğe karşı milli ve manevi duyguları pekiştirerek milletin birliğine katkı sağlayacak ve bu toprakların hikâyesine ışık tutacak ‘yerli’ oyunları repertuarına ekledi”ğini halkımıza müjdeledi. Bu yılın sloganını “Türkiye’nin Perdeleri Türk Tiyatrosuyla Açılıyor” olarak belirlediğini açıklayan Devlet Tiyatroları’nın genel müdürü Nejat Birecik açıklamasını “Kaba siyaset rutubet gibidir sanatı çürütür, işimiz incelikli sanatçı bilinciyle estetik üretmek. Bu nedenle Devlet Tiyatroları, kaba siyasetten uzak incelikli sanatçı sorumluluğuyla halkıyla bütünleşerek çalışmaya devam edecek.” diyerek tamamlıyor.
Açıklamanın tümü medyada yer aldı. Böylece darbe girişiminin en önemli nedenlerinden birinin yabancı oyunlar olduğunu ve birlik ve beraberliğimizin temeline dinamit koyanların da bu oyun yazarları olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Hemen bir iade listesi hazırlayıp bu FETÖ’cü yazarları ülkelerinden isteyip gözaltına almalıyız. Biz tiyatro izleyicileri de bu durumun hiç de ‘kaba siyaset’ sonucu olmadığını da bilmeliyiz… Peki bu karar siyaset sonucu değil de ne? Sanatımızı dışa kapatarak ne elde edebiliriz… “İncelikli sanatçı bilinciyle estetik üretme”nin yerli -yabancı oyunla ilgisi ne? Yani yabancı oyunlar sahnelerseniz bu (ne demekse) gerçekleşmiyor. Estetik üretmek hem de incelikli sanatçı bilinciyle yalnız yerli oyunlar sahnelenerek başarılabiliyor.
Elbette Devlet Tiyatroları yerli yazarlarımızın oyunlarını sahneleyecek. Bu kurumun görevlerinden biri de bu… Ama evrensel nitelikte, günümüz sorunlarına ışık tutacak oyunlar… Asla peşin bir yargım yok ama, oyun seçimlerinde bir süre sonra “bizden olan” yazarların öne çıkmasından, tarih dersi canlandırmasına dönüşmesinden, bir de ‘yerli oyun’ tartışmasının ‘türban’ tartışmasına dönüşmesinden, kendimiz pişirip kendimizin yemesi durumunun yaşanmasından korkarım.
Sanırım “kandırılan” kervanına Nejat Birecik de katılıyor. Son açıklamalardan da bîhaber kendisi; Devlet Tiyatroları özelleştiriliyor. Bakanımızın açıklamasına göre gayrımenkulleri satılıyor. Nerede “yeni sezonda yeni sahnelerin faaliyete geçmesi ve atölyelerin devam etmesi”…
Diğer yazıları
Hami Çağdaş-1:Artık Kantarın topuzunu kaçırmak Zorunda mıyız
Hami Çağdaş-2:Bayrak Yazısı
Hami Çağdaş-3:Ayinesi İştir Kişinin Lafa bakılmaz
Hami Çağdaş-4:Hepimiz Aynı gemideyiz
Hami Çağdaş-5: Yıkmaya Doymuyoruz da Yapmaya Hevesimiz Yok
Hami Çağdaş-6: Hiç İstenmeyen Oldunuz Mu?
www.dirensanat.com
