Devlet Tiyatroları’nın Yeni Genel Sanat Yönetmeni Hakan Çimenser ve Sanat Yönetmen Yardımcısı Celal Kadri Kınoğlu odatv.com sitesinde İhsan Öden’e verdikleri röportajda Genel sanat yönetmenliği ve tiyatroculuk hakkındaki sorulara cevap verdi. ikili, bu yıl Giydirici oyunundaki yakaladıkları başarının sırlarını da açıkladı. Röportajda çok büyük laflar etmeden asıl önemli olan şeyin yazarla aynı rüyayı görmek olduğunu belirtti.
Devlet tiyatrolarında yöneticilik ve tiyatroculuk nasıl hissettiriyor?
HÇ: Aslında bizimki sanat yönetmenliği. Bizde bir şey değiştirmiyor. Sonuçta kendi sanatımızı en nitelikli şekilde yapabileceğimiz bir ortam yaratmak istiyoruz; bunun için yaptığımız değerlendirmeler, daha çok sanatsal değerlendirmeler oluyor. Oynayacağımız oyunların niteliğinden, belirlenmesinden, kadroların seçimine kadar uzayan bir süreç.
Devlet tiyatroları uzun zamandır olan bir gelenek. Onun içinde, işleyişine, işlerliğine dair zaten bir yapılanma var. Biz, işin sanat yanındayız.
Bürokrasiye çok bağlanmış da değil; paranın kullanımı açısından bir gelenek yaratılmış; çok hızlı, mümkün olduğu kadar sahneye, sanata dönük bir kullanımı olan. Devletin direkt desteklediği, belli bir finansmanın sanat yapılması için sağlandığı bir tiyatro. Bu aslında çok ilginçtir, çok da karmaşa yaratan bir şeydir… Yurtdışından baktıklarında, devletin sanatı bu kadar desteklediği, bu kadar büyük bir kurum olması çok cazip bir durumdur.
Bu, devletin direkt sanatla ilgili yaptığı en büyük hizmetlerden bir tanesi. Bir finans sağlanıyor ve biz Türkiye’nin her yerinde tiyatro yapıyoruz, yapabiliyoruz. Sahnelerimiz var. Oyunlarımızı ona göre seçebiliyoruz. Çok önemli bir durum bu.
“YAZARLA AYNI RÜYAYI GÖRMENİZİ SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORUZ”
-Al Pacino’nun Richard’ı Ararken’de (1996) Shakespeare için “Her kelimeyi anlamanız gerekmiyor” (24~26) da dediği tamamıyla ilginç bir kısım vardır; apayrı bir İngilizcesi olsa da… Merak ettiğim bir konu da metin… Ben, çok şeyi kaçırdım. Kitabın da çevirisi yok.
HÇ: Dramaturjimizde, 5000’e yakın, eski oyunlardan, yeni çevrilenlerden, yazılanlardan oluşan bir arşivimiz var. Edebi kurulumuza metinler gelir, değerlendirilip, arşivimize girer, sonra da oynanabilir denir. Herhangi bir yönetmen o oyunlardan birini seçip sahnelemek istiyorsa, oradan metne ulaşır.
Giydirici metin olarak bizde Ergun Sav çevirisiyle var. Kitapsa yayın dünyasına ait…
-Mesela metinde ölülerle dolu bir gemi…
CKK: Sutton Vane’in bir oyunu. Bizim çok sevdiğimiz, eski, biraz gerçeküstü bir oyundur Öteye Doğru.
Tabii bu sizin oyuna nereden baktığınıza bağlı. Bir şeyleri daha çok sembollerle düşünüyorsanız. Bayıla bayıla… Hayat öyledir zaten. Öyle olunca, onun sonu Kabala’ya kadar gider.
Bazen de ölülerin olduğu bir gemi, sadece bir resim olarak bile, çok düşünmese dahi, seyirci için bir anlam ifade ediyor.
Burada asıl önemli olan, ben o lafı söylerken yönetmenin yorumu. Işığı nasıl değiştiriyor, müziği nasıl değiştiriyor, beni nasıl farklı bir gerçeğe taşıyor. Bunlarla da aklınızda kalıyor Giydirici’nin konuşması. İşte orada, Hakan’ın dehası.
Hakan Çimenser kimdir? Hakan çimenser’in oynadığı oyunlar? Hakan Çimenser’in hayatı? hakan Çimenser Devtlet Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni? Hakan Çimenser’in oyunculuğu..