William Oldroyd’nun yönettiği ve Florence Pugh, Cosmo Jarvis, Paul Hilton ile Naomi Ackie’nin oynadığı Lady Macbeth, 30 Haziran 2017’de Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
1865 yılında İngiltere’de son söz hâlâ erkeklerindir. 17 yaşındaki Katherine, madenci Boris’in oğlu Alexander ile evlenmesi için küçük bir toprak parçasıyla birlikte satılır. Katherine’in yeni evindeki ilk sabahına uyandığında, Alexander tarafından istenmediğini ve kendi ayakları üstünde durmak zorunda olduğunu anlaması vakit almaz. Alexander ve Boris birkaç haftalığına iş için evden ayrı kalınca Katherine evdeki iktidar boşluğunu doldurur.
1865 yılında İngiltere taşrasında ve diğer her yerde, hayatın her noktasında tek ve son söz hala erkeklerindir. 17 yaşındaki Katherine, varlıklı bir madenci olan Boris’in oğlu Alexander ile evlenmesi için babası tarafından küçük bir toprak parçasıyla birlikte satılır. Katherine’in yeni evinde ilk sabahına uyandığında, Alexander tarafından istenmediğini ve kendi ayakları üstünde durmak zorunda olduğunu anlaması vakit almaz. Şansı da yaver gider ve madenlerden birinde meydana gelen patlamayı kontrol etmesi için Alexander birkaç haftalığına evden ayrı kalırken, Boris de birtakım işlerini halletmek için Londra’ya gider. Evde doğan iktidar boşluğunu hızla dolduran Katherine, önce çalışanların itaatini kazanır, ardından rençperlerden yakışıklı Sebastian ile tutkulu bir aşk yaşamaya başlar. Fakat söylentiler hızla yayılır. Önce Boris, ardından Alexander’ın dönmesiyle Katherine için yepyeni bir mücadele sahası açılır: Bir taraftan aşkını gizlemeye, bir taraftan da evde kurduğu iktidarı korumaya çalışacaktır.
LAYDY MACBETH PROJENİN ÇIKIŞ NOKTASI
Her ikisi de tiyatro kökenli olan yönetmen William Oldroyd ve senarist Alice Birch, Oldroyd’un ödüllü kısa filmi Best’ten sonra tanışırlar ve sohbetleri hızlı bir şekilde uzun metraj filmlerde yoğunlaşır. 1865 tarihli Lady Macbeth of the Mtsensk’i okuyan Birch, kitabın temalarının –kadının toplum içinde ikinci plana itilmesi, taşradaki yaşam ve tutkulu bir yasak aşk- bir filme uyarlanmaya uygun olduğunu düşünür. Dostoyevski’nin yayınladığı orijinal hikayeyi, 1930’ların başında bir Rus operası olarak uyarlayan Şostakoviç’in eseri, Stalin tarafından “huzuru bozmaya yönelik etkisi yüzünden” yasaklanır. Birch hikayeyi Oldroyd’a anlatır anlatmaz, Oldroyd büyülenir. “O dönemin edebiyatında,” diyor Oldroyd, “Katherine gibi kadınlar, geleneksel olarak sessizce acı çeker, gözden kaybolur ya da intihar ederdi. Ancak bu hikayede, özgürlüğü için savaşan bir genç bir kadın var. Kaderini, söke söke eline almaya karar veriyor.” Büyük oranda hikayeye sadık kalsalar da, Anna karakterini adapte etmek ve hikayenin sonunu (Katherine’in yaptıkları ortaya çıkar ve suçları için cezalandırılır) değiştirmek gibi önemli değişiklikler yaptılar. Birch, şöyle diyor: “Bir senarist olarak, yeni alanların yolunu açacak hikayeler, karakterler, manzaralar ve diller kaçınılmaz olarak ilgimi çekiyor. Hikaye başlangıçta hiç de yabancısı olmadığımız bir yöne gidiyor ama gidişat bir yerden sonra değişiyor. Film, sürekli sürprizli bir hal alıyor ve seyirciden gözlerini dört açmasını bekliyor. Katherine elini kana buladıkça, önüne hiçbir şey çıkamıyor. Film böylece tahmin ettiğimizden bambaşka bir yöne evriliyor.”
LAYDY MACBETH FİLMİN FİNANSMANI
“Yapmaya çalıştığımız şeyin inanılmaz derecede tutkulu bir proje olduğunu biliyorduk,” diyor filmin yapımcısı Fodhla Cronin O’Reilly. “iFeatures’un bize sunduğu bütçenin dışına çıkmamaya kararlıydık. İlk andan itibaren hem sanatsal isteklerimizi hem de bütçenin bize tanıdığı maliyet hedeflerini tutturmamız gerektiğini biliyorduk. Bu yüzden, filmi nasıl çekeceğimize dair birtakım kreatif kararları önceden almak zorundaydık.” Oldroyd, kısıtlı bütçenin nimetlerinden şöyle bahsediyor: “Etrafta neden daha fazla kısıtlı bütçeli dönem draması olmadığını merak ediyordum. Bunun bir yolu olması gerektiğini düşünüyordum. Geniş dış alan çekimlerine ve birçok figüranın olduğu setlere gücümüzün yetmeyeceğini biliyorduk. Bu yüzden, 1865’te yaşayan bir grup karakterin psikolojilerine eğilmeye karar verdik.” iFeatures, film ekibine, İngiliz film endüstrisinin önemli isimleriyle yakın çalışma fırsatı sundu. Cronin O’Reilly, iFeatures’un ekibe, isteklerini uygulayabilecekleri alan tanıdığı gibi sıkı takvime uymak için üzerlerinde bir baskı yarattığını da söylüyor: “Bu durum, hepimiz ve özellikle daha önce film endüstrisiyle muhatap olmamış William ve Alice için çok faydalı oldu. Bir projenin geliştirilmesinin, yapım aşamasının ve dağıtımının nasıl işlediğini öğrendiler. Hem büyük bir destek hem de yapabileceğimizin en iyisi yapmamız için güçlü bir itki hissettik.”
LAYDY MACBETH ÇEKİMLER
“90 sayfayı çekmek için 24 günümüz vardı,” diyor Oldroyd. “Bu da, deli gibi plan çıkarmam demekti. Bu süreçte bize yardımcı olması için kendimi tamamen birinci asistan yönetmenimize teslim ettim. Ama çekimleri tek bir yerde yapmamızın avantajı, sürekli bir yerlere yetişme telaşından kurtulmamızı sağladı.” Ancak tecrübesizliğinin farkında olan yönetmen, ekibinin fikirlerini onunla paylaşmasından oldukça memnundu: “Çok fazla okuyabilirsin ama yapmadan öğrenemezsin,” diyor Oldroyd. “Ortada hakiki bir ortaklık olmalı. Son kararları sen alıyor olsan bile, ekibinin yanlış ya da aptalca olduğu korkusuna kapılmadan, önerilerini özgürce sunması gerekir. Doğru insanları seçmişsen, onlar işlerinde senden iyi olacaklardır. Bu yüzden, ‘dediğimi yapın’cılıktan çok, onların söylediklerine kulak vermen gerekir.” Ekibin aldığı önemli kararlardan biri, çekimleri tek bir mekanda yapacak olmanın avantajıyla tüm çekimi, kronolojik sırayla gerçekleştirmekti. Çekimler sırasında kurgucu Nick Emerson’un varlığı da, istenilen çekimlerin yapılmasına yardımcı oldu. Oldroyd şöyle diyor: “Tiyatroda bir oyunu kronolojik sırayla çalışırdım. Bu yüzden bunu korumak benim için önemliydi. Kurgucumuzun sahneleri toplaması sayesinde, bize neleri kaçırdığımızı ve hikayenin gidişatı yüzünden neleri kaçırabileceğimizi görebildik.” Çekimler ilerledikçe Oldroyd ve Cronin O’Reilly, kayıtların senaryoda yazılanlardan farklı bir doğası olduğunu fark etmeye başladı. “Bizi Katherine’den uzaklaştıran her şeyi arka plana ittik.” diyor Oldroyd. “Tüm filmi tanımlayan şey buydu. Kamerayı, Katherine’in tutsaklığını yansıtmak için sabitlemiştik ama onun uyanışıyla birlikte kamera da harekete geçiyor, onunla birlikte nefes almaya başlıyor.” Oyuncular, Oldroyd’u setteki müttefikleri olarak görüyor: “Oyuncuları merkeze alan bir tarzı var.” diyor Christopher Fairbank. “Teknoloji çağında, oyuncuların performanslarına odaklanmak artık kolay bir iş değil. Kimse ne oyunculara ne karakterlere önem verirken, William bunun tam tersini yapıyor.” “Bazı yönetmenler, film yapma deneyimini, küçük bir hile olarak görüyor,” diyor Jarvis. “Will ise bunu, bir sanat olarak görüyor. Bana hiç hazırlanma fırsatı tanımadı ama bu, işime de yaradı. Çekeceğimiz sahnenin ne kadar zor olduğu konusunda endişelenmeye bile vaktim olmuyordu.”
LAYDY MACBETH POST-PRODÜKSİYON
Yönetmen ve kurgucu, 15 hafta boyunca East London’da “çok güzel” bir konteyner içinde kurguyu bitirmek için kampa girdiler. “Filme asıl şeklini, kurguda verdik,” diyor Oldroyd. “Nick, her şeye açık, dürüst ve yeni şeyler deneyen bir isim. Alice’in isteklerini yerine getirmeye gayret ettiğimiz kadar filme farklı bir gözle bakmamıza yardımcı olacak performansları da ekledik.” “Çektiğimiz bazı sahneleri kesmeye başladık,” diyor Cronin O’Reilly. “Bu da tüm süreci başa sarmak, bazı şeyleri hiç anlatmamak ve dünyayı Katherine’in gözünden görebileceğimiz bir noktaya gelmek demekti. 110 dakikadan 84 dakikaya düştük. Filmi, tasarruflu bir bütçeyle çektiğimiz düşünüldüğünde bu, büyük bir olay.”
Yönetmen: William Oldroyd
Yapımcılar: Fodhla Cronin O’Reilly
Görüntü Yönetmeni: Ari Wegner
Senarist: Alice Birch
Müzik: Dan Jones
Oyuncular: Florence Pugh, Christopher Fairbank, Cosmo Jarvis Süresi: 89 dakika