Prof.Dr. Şahin Yenişehirlioğlu’ndan yeni yazı:__Sihirli Sahne _ Sihirli Şiir____

0

 

Prof. Dr. Şahin Yenişehirlioğlu
Prof. Dr. Şahin Yenişehirlioğlu

____ Sihirli Sahne

Sihirli   Şiir____

 

 

Bir sahne, ışıklar, ışıklar, ışıklar… Bir sahne , sözcükler, sözcükler, sözcükler… Dizeler, dizeler, dizeler…

Harfler, harfler, harfler…

Demir parmaklıklar…

Sahneye bir eski-yeni tahta bavul yavaş yavaş geliyor, geliyor, geliyor… Karanlıkta sahneye bakan gözlere bakıyor, bakıyor, bakıyor…

Müzik, müzik, müzik… Caz…B elki New-York, belki Paris, belki İstanbul?…

                     tamerlevent-2  Belki Ankara?…

                       Ankara mı?…

                       Yok canım sen de…

                         Yılmaz Güney,

                         Sahne…

                         Yılmaz Güney Sahnesi…

                           Ankara, Ankyra…

 

                           Müzik… Caz…

                             Bavul, eski-yeni…

                             Bavul…

tamerleventBir eski-yeni defter,

Pembe defter…

Şiirler, şiirler, şiirler…

Kardeşim akrep,

Akrep kardeşim…

Kardeşim… Kardeşim…

Akrep… Akrep…

 

H.N.

Nâzım Hikmet…

L.T.

Tamer Levent…

 

Koyu lâcivert gömlek kendi kollarını sıyırıyor… Evrensele açıyor…

Salondaki bakan gözler dalgalanıyor, dalgalanıyor, dalgalanıyor…

 

Bir sen, bir ben…

Bir göl, bir akarsu,

Bir güneş, bir ay,

Bir yıldız, yıldızlar…

Mavi gökyüzü…

Gökyüzü mavi…

Karanlık içinde…

 

                                      Ses şiiri bir şarkıya…

                                       Bir şarkıya dönüştürüyor.

                                                                     

                        Caz, seçilmiş parçalar, seçilmiş enstrümanlar, seçilmiş sanatçılar…

                                                   

                                   Sanatçı güzel yumuşak sesiyle şiirleri nağmeliyor, salona, insana, ekrana, Nâzım’a doğru.  

Akrep, kardeşim akrep… Çiçekler, özlem, papatyalar, kırlar, akarsular… Güneş, ay, biz, siz, Nâzım, Tamer…

Sahnedeki yakışan, yaşlı-genç adam, bir bize, bir deftere, bir şiire, bir esere bakıyor.

Ekranda yoksul, çaresiz küçük kız çocuğunun eskimiş fotoğraflarında bir Nâzım, bir Tamer, bir şiir görünüyor.

tamer-levent

Sahne dolu…

Her yer…

Şiir…

Caz…

Müzik dolu…

Işık dolu…

Çiçek, çiçekler dolu…

Yerler dolu…

7102, Narizah, Arakna…

Yazıyor kil tablette…

Dedi Derûn-î   ibn   Derûn-î.

www.dirensanat.com

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.