“Tiyatroya Gidenler aldanmaz, aldatılmaz,habire aldatıldım demez, yine tiyatroya gidenler çok sık yanılmışım demez, işte bende bu tutkuyla düşlerle gerçeklerle yoğrulurken bir mucize yaşadık.”
Mert Fırat’ın sunuculuğunu yaptığı gecede Duygu Sağıroğlu ile birlikte Onur Ödülünü Alan Gazeteci Yazar-Tiyatro Eleştirmeni Zeynep Oral; ” Ödülümü haksız yere tutuklanan tüm gazeteci arkadaşlarım adına ve Mahküm edilmiş akademisyenler ve öğretim görevlileri adına alıyorum” dedi. 21. İstanbul Tiyatro festivali’nin ‘Tiyatro bağımsızlık yapar’ sloganina ek olarak ‘Tiyatroya giden “aldanmaz! aldatılmaz!, ben kandrıldım!, aldatıldım demez!” diyerek tiyatroya gitmeyen yetkililere de bir göndermede bulundu.
Zeynep Oral’ın Ödül Konuşması:
Ben bunları tek başıma yapmadım, hep bana destek olanlarla yaptım,
Çok küçükken bir düşüm vardı bir hayalim vardı, insanları sevince boğmak… ve mutlu kılmak istiyordum.. ama ilkokuldan itibaren bu düşten vazgeçtim çünkü bütün açları doyuramıyordum, bütün çıplakları giydiremiyordum. Ortaokul lise yıllarında insanları nasıl sevindirebilirdim diye şöyle bir düşündüm. Yeryüzündeki bütün kitapları okursam, bütün tiyatroları, sinemaları izlersem bütün müzikleri dinlersem; ve bunları herkesle paylaşırsam herkes mutlu olur diye düşündüm.Ona başladım. Sonra Üniversite yıllarıma geldiğimde daha büyük hayallerim vardı. bir tek hayalim vardı daha doğrusu; Dünya’yı değiştirecektik, ben ve arkadaşlarım ve yeryüzünün bütün gençleri dünyayı değiştirecektik ve o tarihlerde Paristeydim ve 68 Mayısı gelmek üzere idi. Başka bir dünya mümkündü ; Şiddetsiz, savaşsız, inanmıştım,ırkçılık,dincilik, maçoizim,fundamentalizim, hepsi gerileyecekti biz yapacaktık bunu. Gazetecilik hayatıma başladığım sıralarda Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda daha ileri, daha özgürlükçü, daha modern bir çizgide aydınlığa götürecektim bu ülkeyi… Nasıl mı? elbette sanatla… sanatı herkesle paylaşarak, herkese musallat ederek, sanatı herkesin kılarak… ama sanatlar içinde başka birisi vardı ki onun günlümde bambaşka bir hükümranlığı vardı.: Tiyatro
Niçin Tiyatro? İnsandan insana dolaysız olduğu için, seyirci önünde var olabildiği için, Birçok önemli tiyatrocudan başta Muhsin Ertuğruldan öğrendim ki ” Tiyatro Sahnesi Kir Tutmaz” sadece yaşamın her yanına büyüteç tuttuğu için değil; yalanla doğruyu birbirinden ayırdığı için seviyorum tiyatroyu. sahici olanla, sahte ve yoz olanı birbirinden ayırdığı için, sorgulamamızı sağladığı için, eleştirel düşünceye açık olduğu için, gerçeklerden daha gerçek tüm hayallerimizden daha düşsel olduğu için seviyorum tiyatroyu..
Tiyatroya Gidenler aldanmaz, aldatılmaz,habire aldatıldım demez, yine tiyatroya gidenler çok sık yanılmışım demez, işte bende bu tutkuyla düşlerle gerçeklerle yoğrulurken bir mucize yaşadık. İstanbul Kültür ve Sanat vakfı Kuruldu. onun kurulduğu yıl Abdi İpekçi önderliğinde arkadaşlarımla sanat dergimizi çıkarmaya başladık.Necat Eczacı Başı,Şakir Eczacıbaşı ile yürünen yollar kırkbeş yıl geçti.
“Ben İKSV’ye mucize diyorum” Çünkü cehaletin marifet, vasatlığın popülerliğin, talanın ve yalanın kurnazlık sayıldığı,bir ortamdayız. ve düşünün ki böyle bir ortamda nitelikten ödün vermeyen çağdaş ve evrensel değerleri yücelten olanaksızı olur kılan bir kurum var; İKSV. Gerçekleştirdikleri ile adeta bir kültür bakanlığı görevi yapıyor. Türkiye’nin güzel ve aydınlık yönünü oluşturuyor. ve bunu bütün dünyaya sunuyor. Şimdi bu kurumdan Tiyatro festivali Onur Ödülü’nü almak hele hele saygıdeğer arkadaşım Duygu Sağıroğlu gibi çok sevdiğim, çok saydığım, bir sanat adamı ile birlikte almak ayrıca beni çok sevindirdi. İKSV’nin tüm çalışanlarına ve Tiyatro Festivaline Çok teşekkür ediyorum.
Tekrar belirtmeliyim ki; Benim güzel ülkem kurulduğu günden beri çağdaş evrensel,uygarlık, yani Atatürk’ümüzün deyişi ile muasır medeniyetler düzeyini yakalamaya çalışıyor. Bu güzel ülkede asla ümit kesmeyeceğime,bu ülkenin karanlığa gömülmesini önlemek için sahnedeki ışıktan, tiyatrodan,sanattan,hep güç alacağıma söz veriyorum.
Bu çok değerli ödülü;Bugün haksız yere hapsedilmiş meslektaşlarım,akademisyenler, ve öğretim üyeleri adına alıyorum.
