Çirkin Ördek Yavrularının Dayanılmaz Yalnızlığı :KÜRÜNDEN KABARE

0

   ”  Kısaca söylemek gerekirse Küründen Kabare bizi toplumsal ikiyüzlülüğümüzle hesaplaşmaya çağıran başarılı bir oyun.”

      Çirkin Ördek Yavrularının Dayanılmaz Yalnızlığı

                             KÜRÜNDEN KABARE

Yaşar İlksavaş
Twitter @Yasarilksavas
info@dirensanat.com

 

     Ne kadar meraklıyızdır insanları ötekileştirmeye. Transseksüeller de bundan payını alan,hiç acımadan ötekileştirilmiş insanlardan. Gazete haberlerinde sık sık okuruz transseksüel cinayetlerini. Birçoğumuz için sıradan bir gazete haberidir yalnızca. Şöyle bir göz atıp geçiveririz. Yolda yanlarından geçerken farklılıklarıyla dalga geçer, alaycı bakışlarla süzer, sözle taciz etmekten çekinmeyiz. Düzenli bir iş bulup bir yerlerde çalışamazlar, bedenlerini satmak zorunda kalırlar. Bedenlerini satmak zorunda kalan trans bireyleri “sapık” diye nitelendiririz de, arabalarıyla önlerinde kuyruk olan, onlarla ilişki kuranlara hiçbir suçlama yönlendirmeyiz. “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” demiş ya Yunus Emre, sanki onları yaratan, Yaratan değilmiş gibi sırtımızı döneriz. Onların da bir insan olduğu, varolmak için ne mücadeleler verdiği, asıl suçlunun onları ötekileştiren bizler olduğu aklımızın ucundan bile geçmez.

İşte Küründen Kabare’de ötekileştirilmiş bir insanın,Diyarbakırlı Deli Serpil lâkaplı bir trans kadının öyküsünü izliyoruz.Gerçekle hayalin iç içe geçtiği bu oyunda Deli Serpil’in çocukluğuna, ilkgençliğine, emlâk pazarlamacılığından radyo DJ’liğine, seks işçiliğine…uzanan hayatına tanıklık ediyoruz. Korkularıyla, acılarıyla, neşesi ve kederiyle, özellikle yalnızlığıyla, yalnız bırakılmışlığıyla tanışıyoruz. Onunla birlikte gülüyor, onunla birlikte hüzünleniyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda çok iyi oynanmış, çok iyi yorumlanmış iki oyunda Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi” ve “Garaj” oyunlarında da trans birey sahneye getirilmiş, öyle başarılı karakterler yaratılmıştı ki onlarla rahatlıkla empati kurabilmiş, o bireyleri sevmiştik. Seyhan Arman Küründen Kabare’de yazar olarak bir trans bireyi yine çeşitli boyutlarıyla irdeliyor. Ne ki, bu kez, trans bireyin hikâyesini farklılıklar üzerinden değil, benzerlikler üzerinden anlatıyor. Asıl başarısı da, kanımca, içtenliğinden kaynaklanıyor. Aslında anlattığı acı bir öykü, ama bu acıyı yumuşatarak, yer yer güldürerek anlatıyor seyircisine.

Seyhan Arman yürekli bir yazar olduğu kadar yürekli bir oyuncu aynı zamanda. Oyunculuğundaki başarısı da özgüveninden, rahatlığından, özellikle de içtenliğinden kaynaklanıyor. Anlattığı şeyin doğruluğuna yürekten inandığı için rolünü de en doğru biçimde yorumluyor. Zaten sahnede sanki oynamıyor, sizinle dertleşiyor gibi.

Yönetmen Melise İclal Yamanarda da oyunu sahneye koyarken bu içtenliği ön plana çıkartmaya özen göstermiş. Sımsıcak bir atmosfer yaratmış. Aslı Ersüzer’in sahne ve kostüm tasarımı da son derece işlevsel ve esprili.

Küründen Kabare bu toplumda bir transseksüel olarak yaşamanın öyküsü, ördek ailesi içinde çirkin olduğu için ötekileştirilmiş, ailenin dışına itilmiş, yanlız bırakılmış çirkin ördeğin hikâyesi. Öykünün sonunu biliriz, o çirkin ördek (ördek yumurtaları arasına yumurtası karışmış) dünyalar güzeli bir kuğudur aslında. Seyhan Arman da tüm acı dolu yaşamının sonunda ailesinin sırt çevirdiği, mahallelinin dışladığı, yalnızlığa itilmiş çirkin ördekten kuğuya dönüşmeyi başararak, aslında kimliğine ve kişiliğine sahip çıkarak bir umut ışığı oluyor.

Kısaca söylemek gerekirse Küründen Kabare bizi toplumsal ikiyüzlülüğümüzle hesaplaşmaya çağıran başarılı bir oyun.

Yaşar İlksavaş

www.dirensanat.com

Küründen Kabare Program

12 ŞUBAT – KADIKÖY OYUN ATÖLYESİ
19 ŞUBAT – KADIKÖY EMEK SAHNESİ
26 ŞUBAT – KARAKÖY İKİNCİ KAT SAHNE
28 ŞUBAT – BURSA SANAT MAHAL (Görükle)
PAYLAŞIM
Önceki İçerikMOİ Sahne’de Sanat Takvimi
Sonraki İçerik‘YAŞLI ÇOCUK’ OYUN ATÖLYESİ’NDE
YAZAR VE ÇEVİRMEN 1949 yılında İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi, Galatasaray İktisadî ve Ticarî Bilimler Akademisi'ni bitirdi. İşletme İktisadı Enstitüsü'nde master yaptı. Kom Tekstil ve Konfeksiyon Fabrikaları A.Ş.'de 29 yıl idarî ve malî işler müdürlüğü ve genel müdür muavinliği yaparak üst düzey görevlerde çalıştı ve aynı fabrikadan emekli oldu. Yaşamının uzunca bir döneminde İhsaniye Altsokak'ta, ailesiyle oturdu. Üniversite yıllarında tiyatro ve kitap eleştirileriyle denemeler yazmaya başladı. Sonra yalnızca tiyatro eleştirileri yazmayı sürdürdü. Yine üniversite yıllarında başladığı çevirmenliği de hiç bırakmadı ve 2000 yılında emekli olduktan sonra çeviriye ağırlık verdi. Yeni Gazete, Hürriyet, Dünya, Hürgün, Yeni Ortam, Gazette 13, Son Saat gazetelerinde tiyatro ve kitap eleştirileri, Cumhuriyet gazetesinde derleme ve derleme çevirileri yayınlandı. Hürriyet Gösteri, Tempo, Papirüs, Yeni Dergi, Yeni Ufuklar, Oluşum, Yeni İş Dünyası, Çağdaş Sanat, Aylık, Best, Downtown dergilerinde 1970'den bu yana tiyatro eleştirileri ve diğer yazıları yayınlandı. De Yayınevi, Can Yayınları, Gelişim Yayınları, Bilgi Kitabevi, Kelebek yayınları, Altın Kitaplar, Doğan Kitap, Everest ve Oğlak yayınlarında elliye yakın çevirisi çıktı.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.