“O dönemdeki toplumsal eşitsizliği, dinsel ve siyasal güçlerini insanlara karşı kullanan üst düzey yöneticileri, din adamlarını ve ötekileştirme olgusunu eleştirel bir bakışla irdeleyen romanın bu müzikal uyarlamasında daha çok aşka ağırlık verilmiş. ”
Edebiyat Klâsiğinden Muhteşem Bir Müzikale
NOTRE DAME DE PARİS
19.yüzyılın en önemli yazarlarından, fransız romantik hareketinin en önde gelen temsilcilerinden Victor Hugo’nun dilimize “Notre Dame’ın Kumburu” adıyla çevrilmiş olan Notre Dame De Paris romanını edebiyatla uzak yakın ilişkisi olan hemen herkes bilir. Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde izlediğimiz Notre Dame De Paris müzikali aynı adlı eserden sahneye uyarlanmış ve orjinal dilinde, yani fransızca olarak oynanıyor.
Notre Dame De Paris bu ünlü katedralin zangocu, kambur, çirkin, kulakları duymayan Quasimodo’nun güzel çingene kızı Esmeralda’ya duyduğu trajik aşkın öyküsüdür Quasimodo Esmeralda’ya, Esmeralda güvenlik güçlerinin komutanı yüzbaşı Phoebus’a aşıktır. Buna bir de başrahip Frollo’nun Esmeralda’ya duyduğu yasak aşk eklenir. Rahip, rakibinden kurtulmak için, Esmeralda’yla seviştiği bir anda yüzbaşıyı öldürür. Suç Esmeralda’nın üzerine kalmıştır ve idam edilecektir. Rahip, kendisiyle cinsel ilişkiye girmesi karşılığında onu kurtarma sözü verir. Güzel çingene bu öneriyi reddeder. Bu reddediş onu idama götürecektir. Her şeyi rahip Frollo’nun düzenlediğini anlayan Quasimodo, rahibe yalvarmaları da bir sonuç vermeyince, onu kulenin merdivenlerinden atar. Artık çok geçtir, Esmeralda idam edilmiştir. Quasimodo onun cesedine sarılarak ölümü bekler.
O dönemdeki toplumsal eşitsizliği, dinsel ve siyasal güçlerini insanlara karşı kullanan üst düzey yöneticileri, din adamlarını ve ötekileştirme olgusunu eleştirel bir bakışla irdeleyen romanın bu müzikal uyarlamasında daha çok aşka ağırlık verilmiş. Şarkı sözleri Luc Plamondon’a, müziği Richard Cocciante’ye ait müzikalin birçok şarkısını zaten yakından tanıyoruz: Belle, Vivre, Le Temps Des Cathedrales… gibi. Ama şarkıları bir konser gibi dinlemiyoruz, gerçek bir müzikalin içinde dinliyor, izliyoruz.
Yönetmen, koreograf, dekor ve ışık tasarımı, her öge birbirini tamamlamış, dört dörtlük bir müzikal çıkmış ortaya. Sahnede dans eden, şarkı söyleyen ve kusursuz oyunculuklar sergileyen sanatçılar var. Sahnede yer değiştiren sütunlar, fonda açılıp kapanan kapılarla “black-out”lara pek gerek duyulmadan birçok mekan değişimi sağlanmış. Martino Muller’in akrobatik koreografisinin başarısını ve görkemini anlatacak sözcük bulamıyorum.
Notre Dame De Paris’yi 17 mart günü gördüm. Ülkemizde böyle müzikalleri pek sık görme olanağımız olmuyor. Tam anlamıyla görsel ve sanatsal bir şölendi. Müzik, şarkılar, oyunculuklar, özellikle de danslar unutulmazdı. Müzikallere meraklıysanız, Londra ya da Broadway’de müzikal seyretme olanağınız yoksa Notre Dame De Paris’yi sakın kaçırmayın. 25 marta kadar devam ediyor. Kısa da olsa birkaç satır yazıp meraklısına bilgi vermek istedim. Böyle bir şansı her zaman yakalayamıyoruz ne yazık ki.
Yaşar İlksavaş
www.dirensanat.com