‘Hiç mi Bir Şeyim Yok’ Bond’un ‘Sandalyeler’ başlığı altında topladığı üçlemenin ikinci oyunu. Kapitalist tüketim toplumunun zirvesini yaşayan ülkede insanlar o kadar tüketim çılgınlığına kapılmıştır ki; arabalarını özellikle duvara çarpıp hurda haline getirmektedirler. Sosyal ve siyasal gelişme benzersiz bir şiddeti doğurmuş sonunda her şey yok olmuştur. Tek çare geçmişi silmektir ve silinir de, şu veya bu şekilde. Kurulan milis güçleri, geçmişi hatırlamak isteyenleri, geçmiş anılarını toplayanları, tüketime özenenleri cezalandırmakta, yok etmektedir. Her şey tek tiptir, herkes tek düşünceyi onaylayacaktır. Artık herkes asgari ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir ancak. İşte bu ortamda bir ‘alt oda’yı izletiyor bize Bond. Bir ‘karı-koca’dan ibaret çekirdek aile, birer iskemle ve bir masaya sahiptir. Bu eşyanın yeri bile işaretlenmiştir. Hiç bir şeyleri olmayan bu insanlar hayatlarına ilişkin sürekli kontrol altındadır ve hep birilerine hesap vermektedir. Kocanın işi yasalara uymayanları, yani sahip olma tutkularına yenilen insanları, yakalayıp şiddetle cezalandırmaktır. Bu şiddet ve korku sarmalındaki aileye bir konuk geliverir: Kızın erkek kardeşi… Düşünülmesinden korkulan şeyler açığa çıkar… Bu konuk hakkında yönetime hesap verilmesi gerekmektedir. Ayrıca bu konuk iki sandalyeye de ortak olacaktır. ‘Alt oda’da korkunç bir gerilim başlar: Varlıklarının kaynağı ve son sığınakları da elden gitmek üzeredir. Eğer uğruna yaşanacak bir amacınız ya da ‘bir şey’iniz yoksa…
Fotoğraflar: Nurhan Çelik
Video Röportajlar:
bitiyatro ile ilgili aramalar
bitiyatro nerede
bitiyatro muallak
bitiyatro adres
bitiyatro biletix
bitiyatro küçük prens
hiç mi bir şeyim yok
bisahne instagram