‘Terör’ : Bir Hayat Başka Bir Hayatla Ölçülebilir Mi?

0

                   

    “Daha önce de söyledim, böyle devam ettiği süre de söylemeyi sürdüreceğim: Alican Yücesoy’un genel sanat yönetmeni olduğundan bu yana Bakırköy Belediye Tiyatrosu oyun seçiminde gözle görülür bir yükselişe geçti. Ferdinand von Schirach’ın yazıp Yücel Erten’in dilimize çevirdiği Terör de bu oyunlardan biri”

          Bir Hayat Başka Bir Hayatla Ölçülebilir Mi? : T E R Ö R

Yaşar İlksavaş

    Daha önce de söyledim, böyle devam ettiği süre de söylemeyi sürdüreceğim: Alican Yücesoy’un genel sanat yönetmeni olduğundan bu yana Bakırköy Belediye Tiyatrosu oyun seçiminde gözle görülür bir yükselişe geçti. Ferdinand von Schirach’ın yazıp Yücel Erten’in dilimize çevirdiği Terör de bu oyunlardan biri.

    Teröristler içinde 164 yolcu bulunan bir Lufthansa uçağını ele geçirmiştir. Uçağı maç medeniyle hınca hınc dolu 70.000 kişilik bir stadyumun üzerine düşürmekle tehdit etmektedirler. Hava binbaşısı Lars Koch, Anayasa Mahkemesi’nin kararını hiçe sayarak, bir füzeyle uçağı havada patlatır. 164 kişiye karşılık 70.000 kişinin hayatını kurtarmıştır. Ve şimdi 164 kişinin katili olma suçlamasıyla, 164 kez müebbet hapis istemiyle yargılanmaktadır.

    Berlin Barosu’nda savunma avukatı olan, ceza hukuku uzmanı Ferdinand von Schirach salondaki seyirciyi de jüri olarak oyuna katmış. Yani seyirci koltuğunda oturan seyirci aynı zamanda bir jüri üyesidir. Oyunun sonu seyircinin vereceği karara bağlıdır. Bu karar sonucunda Lars Koch ya özgürlüğüne kavuşacaktır, ya da ömür boyu hapis yatacaktır. Seyirci koltuğunda rahat rahat oyunu izlerken, kısa bir süre sonra seyirci, bir jüri üyesi sorumluluğunda, tek bir cümleyi kaçırmamaya özen göstermeye başlar…

    Yücel Erten’in her zamanki gibi başarılı bir türkçeyle dilimize kazandırmış olduğu oyunu Nurkan Erpulat yönetmiş. Oyun bir mahkeme salonunda geçiyor, mahkemenin insanın içini ürperten o soğuk havasında. Suçlamalar ve savunmalar birbirini izliyor. Oyunda yalnızca tek bir kişinin, düşürülen uçaktaki pilotun karısının duygu dünyası yansıtılmış. Aslında oyunun durağan bir kurgusu var. Yönetmen Erpulat oyunun bu durağan havasını sahne değişimlerinde son derece ritmik, insanı etkilen bir müzik eşliğinde sanatçıların uyumlu ve ritmik hareketlerle dekor parcacıklarına yer değiştirterek kırmış. Bu sayede hem oyuna bir devinim kazandırmış, hem de seyircinin dikkatini hep canlı tutmayı başarmış.

    Bu başarılı rejide oyuncular bir oyun birlikteliği içinde yorumluyorlar rollerini. Ama Avukat Biegler’i yorumlayan Edip saner gerek enerjisi, gerek ses kullanımı, gerekse de rolünü en ince ayrıntında değerlendirerek bir adım öne çıkıyor.

    Kerem Çetinel’in dekor ve ışık tasarımı da son derece başarılı. Özellikle yer karolarının kullanımı bana çok anlamlı geldi.

    Terör gerek iddia makamının, gerekse de savunmanın birbiri ardına sıraladığı argümanlarla seyirciyi kendi kendine birçok soru sormaya yönlendirmekte. Yasa her zaman mantıklı mıdır? Çok özel durumları göz önüne almış mıdır? Alması gerekir mi? 70.000 kişinin hayatını kurtarmak için suçsuz 164 kişiyi kurban etmeye hakkımız var mıdır? Larch Koch 164 kişi mi öldürmüştür, 164 kişinin katili midir, yoksa 70.000 kişinin hayatını kurtarmış bir kahraman mı?

    Gerçekçi bir dram olarak karşımıza çıkan Terör’de kendimizi dialektik bir savaşın içinde bulmaktayız. Terör seyirciyi bir karar vermeye, kararından kuşku duymaya, verdiği kararı eni boyu tartışmaya yönlendiren, metniyle, rejisiyle ve oyunculuklarıyla bu yılın ilginç, görülmeye değer oyunlarından biri.

PAYLAŞIM
Önceki İçerikYeni Tiyatro Dergisi  6. EMEK VE BAŞARI ÖDÜLLERİ (2018)
Sonraki İçerikBir Konserden Daha Fazlası; Mersin’de “Salut Salon Quartet” Rüzgarı  
YAZAR VE ÇEVİRMEN 1949 yılında İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi, Galatasaray İktisadî ve Ticarî Bilimler Akademisi'ni bitirdi. İşletme İktisadı Enstitüsü'nde master yaptı. Kom Tekstil ve Konfeksiyon Fabrikaları A.Ş.'de 29 yıl idarî ve malî işler müdürlüğü ve genel müdür muavinliği yaparak üst düzey görevlerde çalıştı ve aynı fabrikadan emekli oldu. Yaşamının uzunca bir döneminde İhsaniye Altsokak'ta, ailesiyle oturdu. Üniversite yıllarında tiyatro ve kitap eleştirileriyle denemeler yazmaya başladı. Sonra yalnızca tiyatro eleştirileri yazmayı sürdürdü. Yine üniversite yıllarında başladığı çevirmenliği de hiç bırakmadı ve 2000 yılında emekli olduktan sonra çeviriye ağırlık verdi. Yeni Gazete, Hürriyet, Dünya, Hürgün, Yeni Ortam, Gazette 13, Son Saat gazetelerinde tiyatro ve kitap eleştirileri, Cumhuriyet gazetesinde derleme ve derleme çevirileri yayınlandı. Hürriyet Gösteri, Tempo, Papirüs, Yeni Dergi, Yeni Ufuklar, Oluşum, Yeni İş Dünyası, Çağdaş Sanat, Aylık, Best, Downtown dergilerinde 1970'den bu yana tiyatro eleştirileri ve diğer yazıları yayınlandı. De Yayınevi, Can Yayınları, Gelişim Yayınları, Bilgi Kitabevi, Kelebek yayınları, Altın Kitaplar, Doğan Kitap, Everest ve Oğlak yayınlarında elliye yakın çevirisi çıktı.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.