THE CIRCLE, “KALP OLMAK NE OLA?” SERGİSİ İLE AÇILDI!

Mimari, tasarım ve sanat odaklı bir platform olarak kurulan The Circle, Slovenyalı sanatçı Joni Zakonjšek’in İstanbul’daki ilk solo sergisi “Kalp Olmak Ne Ola?” ile 14 Eylül Cuma akşamı kapılarını araladı. Küratörlüğünü Sanja Jurca Avcı’nın gerçekleştirdiği sergi, 15 Eylül – 14 Ekim 2018 tarihleri boyunca ziyarete açık olacak.

Mimari, tasarım ve sanat odaklı bir ortak çalışma ve işbirliği topluluğu olmanın yanı sıra bir sergi alanı, bir yaratıcı atölye, akademik bir araştırma platformu, müzik için bir mekan ve hayat ile iş pratiklerini bir araya getiren bütüncül bir çalışma alanı olarak tanımlanan The Circle, Slovenyalı sanatçı Joni Zakonjšek’in İstanbul’daki ilk solo sergisi “Kalp Olmak Ne Ola?” ile 14 Eylül Cuma akşamı açılış yaptı.

Küratörlüğünü Sanja Jurca Avcı’nın yaptığı “Kalp Olmak Ne Ola?” sergisi Zen Budizmi’nden etkilenen sanatçı Joni Zakonjšek’in zihin, doğa ve kozmos arasında şiirsel bir ahenk bulma ihtimallerine odaklanan eserlerine yer veriyor. Zakonjšek‘in sanatı, hayatta bu uyumu bulma arayışının bir parçasıdır ve resimleri de daimi bir keşif ve meditasyon sürecinin sonucunda ortaya çıkar.

Bu meditatif yaklaşım Zakonjšek‘in tekniğini ve malzemeye yaklaşımını da belirliyor. Kendiliğinden yaratıma öncelik veren Zakonjšek figür, şekil ve renklerin kağıt veya kanvas üzerinde doğal bir şekilde oluşmasına izin veriyor. Bu kendiliğinden yaratım da, doğadaki ve insanın zihnindeki gizli titreşimleri kayda geçirmesine imkan tanıyor. Zakonjšek böylece sadece bakılacak bir manzara değil, yeni bir görme biçimi yaratıyor.

Sergide bir araya getirilen işler dört gruptan oluşuyor. “Dervişler” adlı ilk grup şiiri, felsefesi ve müziğiyle Sufi geleneğine duyduğu hayranlığın bir sonucu. Kendi eksenlerinde gezegenler gibi dönen dervişlerin vecd hali, 2016’da İstanbul ve Konya’da tekkelerdeki törenleri izleme fırsatı bulan sanatçıyı, dervişlerin şiirsel titreşimlerini resimlerinde yeniden üretmeye sevk etmiş. Joni Zakonjšek suluboya ve karışık tekniğin yanı sıra bazen özel bir teknik de kullanıyor. Çayın pirinç kağıdı üzerine kendiliğinden dökülmesine izin veriyor ve oluşan arka plan üzerine küçük derviş figürlerini resmediyor. Bu tekniğin sadece sanatsal bir süreç değil, başlı başına bir ritüel olduğunu söylemek mümkün.

“Döngüsel Şiirler” adlı ikinci grupta ise doğal mevsim döngüsünde ve evrenin her yerinde bulunan döngüsel, şiirsel hareketleri yansıtıyor. Bu döngüsel “görsel” şiirlere Vlado Škafar’ın haikuları eşlik ediyor. Bu şiirsel ilgi ayrıca, Zakonjšek‘in sergideki “Hafız İçin Bir Şiir” adlı çalışmayla saygı duruşunda bulunduğu İranlı şair Hafız’a olan özel bağlılığında da görülüyor.

“Tassajara Manzaraları” adlı üçüncü grup, doğadaki kendiliğinden şiirselliğe odaklanıyor. Bu suluboya resimlerde fiziksel manzaralar “ruhun alanı” ya da ruhsal bir bakışın yansıması olarak ele alınıyor. Bu manzaraları fiziksel olmaktan çok ruhsal imgeler olarak görmek mümkün. “Ağaçlar” başlıklı dördüncü grup ise Tassajara Dağı Zen Tapınağı etrafındaki ağaçların meditatif etkilerine odaklanıyor.

Joni Zakonjšek insan hayatının şiirsel yönlerine ve doğanın sessiz, sonsuz titreşimlerine gösterdiği duyarlılıkla sizi, kalbinizi yeni olasılıklara açacak ve dünyayı görme biçiminizi değiştirecek bir yolculuğa davet ediyor.

Sergi, Kumbaracı Yokuşu, Tercüman Çıkmazı’nda yer alan The Circle’da 15 Eylül – 14 Ekim 2018 tarihleri arasında ziyarete açık kalacak.

Resimaltı Bilgileri

“İsimsiz”

“DERVİŞLER” serisi

24×34 cm

Çay, üzüm, nar suyu, mürver çiçeği, gül, diğer çiçekler.

İnce pirinç kağıdı üzerine karışık teknik.

İstanbul/Velika Sela/Piran

2016 yaz – 2017 yaz

“Hafız’a ŞarkıIar I”

140×180 cm

Tuval üzerine aşk

Koštabona

İlkbahar – sonbahar 2006

“Ses Olmadan”

“DÖNGÜSEL ŞİİRLER” serisi

16×16 cm

Kağıt üzerine suluboya

Velika Sela

2014 – 2016

The Circle Hakkında

“The Circle”, mimarlık ve tasarım odaklı bir ortak çalışma alanı (co-working), işbirliği, öğrenme ve öğretme topluluğudur. Ancak ‘co-working’ bu oluşumun yalnızca belirli bir bölümünü temsil ediyor. Oluşum aynı zamanda sergi mekânı, işbirliği merkezi, etkinlik mekânı, üretim atölyesi, araştırma ve öğretim için akademik bir platform, müzik mekânı, yaşam ve iş ilişkileri için bütünsel bir uygulama alanı ve çok daha fazlası olma özelliğini taşıyor.

Felsefemiz samimiyet ve açıklık duygularından besleniyor. Bu felsefe aynı zamanda ortak çalışan kişilere hem kendilerini bireysel olarak daha iyi ifade edebilecekleri hem de bu topluluk üzerinden profesyonel ve özel hayatlarının potansiyelini geliştirebilecekleri bir platform sunarak, onları topluluğa davet etmemizin merkezinde yatan kapsayıcılık ilkesine dayanıyor.

Sadece mimarlığa değil, aynı zamanda mimarlığın özünde çok disiplinli bir sanat olduğunun farkında olarak kişisel ve profesyonel gelişime odaklanıyoruz. Bu çok disiplini yapının içerisinde sadece teknik tasarım değil, aynı zamanda tüm bakış açılarımıza işleyen bir sürdürülebilirlik felsefesi de yer alıyor.

Esnek ve açık bir yapımız olduğundan farklı görüşlere açığız. Bu da yalnızca mimar olmanın ötesine geçerek kimliğimizi esnetmeyi mümkün kılıyor; çünkü biz sadece mimar değiliz. Biz kendimizi daha çok düşüncenin ve etkileşimin tüm şartlarına ve etki alanlarına uyum sağlayabilen “Mekânsal Aktörler” olarak tanımlıyoruz.

The Circle, Avcı Architects öncülüğünde Selçuk Avcı, Sanja Jurca Avcı, Markus Lehto, Eda Çarmıklı, Yüksel Demir, Kemal Seyhan, Nurgül Türker, Dilara Tekin Gezginti ve Yunus Tonkuş tarafından kuruldu.

Adres: The Circle, Kumbaracı Yokuşu, Tercüman Çıkmazı, No 16/1, Beyoğlu, İstanbul

www.thecircle-o.com

Facebook: @thecirclespace

Instagram: @thecircle.o

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.