DEVLET TİYATROLARI İSTANBUL’DA PERDELERİNİ ‘RADYUM KIZLARI’ İLE AÇTI

Devlet Tiyatrolarının İstanbul sahneleri perdelerini 3 Ekim akşamı açtı. Sezonun ilk oyunu bir yeni oyun, kapitalizmin acımasız çarklarının insanı nasıl öğüttüğünün ve bundan zarar görenlerin mücadelesinin öyküsü.

Karden Kasaplar’ın ‘Bir Peri Masalı Radyum Kızları, bu beş kızın mücadelesini yansıtıyor. “Madam Curie’nin buluşu,  yüzyılın en önemli keşfi olarak ortaya çıkan ve adeta bir çılgınlığa dönen radyum elementinin ışıltılı, parlak ve karanlık yüzü arasında giderek sıkışan gencecik kadınların olağanüstü değişimi ve savaşı.”

Yazar, bu oyunuyla 2017 Necati Cumalı Oyun Yazma Yarışması Ödülü’nü kazandı.

Oyun iki perde, 2 saat 15 dakika 8+

Üsküdar Tekel Sahnesi 3 Ekim -14 Ekim Saat 20:00

KÜNYE

Yöneten: Laçin Ceylan

Yönetmen yardımcısı: Nihat İleri, Aral Seskir

Işık tasarımı: Yakup Çartık

Dekor tasarımı: Gökhan Yücesal

Kostüm tasarımı: Dilek Kaplan

Müzik: Yıldırım Arıcı

Makyaj tasarımı: Murat Polat

Koreografi: Tuğçe Tuna

Asistanlar: Oğuz Edis, Gözde Akgün

Oyuncular: Çiğdem Aygün, Deniz Danışoğlu, Merve Şeyma Zengin, Ezgi Erdilek, Refiye Genç, Sena Başdoğan, Okan Değirmenci, Tuğçe Aksum, Kerem Tanık, Ebru Terzi, Esra Balaban, Gamze Cankara, Mustafa Ergüven, Hasan Ali Yıldırım, Oğuz Edis

Sesler: Ali Atilla Şendil, Laçin Ceylan, Aral Seskir, Mustafa Ergüven, Gözde Akgün

RADYUM KIZLARININ ÖYKÜSÜ

Fransız fizikçisi, Pierre ve Marie Curie tarafından keşfedilen radyoıaktif bir element olan Radium Fransız Bilim Akademisince 26 Aralık 1898’de tescil edilerek Latince ‘ışın’ anlamına gelen ‘radius’ sözcüğünden türetilerek adlandırılır. Bir uranyum filizi olan ‘pekblend’ üzerinde çalışırken 900 defa daha radyoaktif bir element keşfederek 1000 kg pekblendi işleyip birkaç desigramlık saf Radyum elde ederler. Bu element yeşil bir ışık yaymaktadır. Curie’ler bundan bir gece lambası bile yaparlar. Daha sonra ‘radyoaktif’i keşfedeceklerdir.

Radyum gelişmekte olan ABD’de hızla yaygınlaşır. Diş macunlarından, güzellik kremlerine, çikolatadan boğaz pastillerine kadar onlarca üründe kullanılır, çünkü siyatikten romatizmaya, körlüğe, kansere, hipertansiyona kadar daha pek çok hastalığa iyi geldiği iddia ediliyordu. Almanların bulduğu Radyum içeren, geceleri kendiliğinden parlayan fosforlu boya imal eden bir şirket olan  ABD Radyum Şirketi (U.S. Radium Corporation), bu özellikten yararlanarak askerler için saatler üretmeye başladı. Radyum tuzu, çinko bileşiğiyle karıştırıldığında zayıf titreşimli soluk yeşilimsi parıltı gece karanlığında görüldüğü için hava bombardımanlarında ve saati öğrenmek için ışık yakmak mecburiyetinde olmayan askerler için idealdi. Bu ürün rağbet görünce siviller için de üretildi.

ABD Radyum Şirketi, bu Undark ışıltılı boyalarıyla (su+tutkal+radyum tuzu) duvar ve kol saatlerinin zamanı gösteren sayı, akrep ve yelkovanlarını boyamak üzere, çoğunluğu kadın olan yüzlerce işçi çalıştırıyordu. Radyum kızları, tatsız ve kokusuz olan radyum boyasını saat kadranındaki rakamlara sürerken kusursuz olması için fırçaların ucunun sivri ve düzgün olması için fırçayı hafifçe dudaklarında ıslatarak, sivriltiyorlardı. Günde 200 saati boyayan bir genç kız 2400 defa fırçayı biraz da alışkanlıkla diline götürüp, boyanın içindeki radyumu almış oluyordu.

Genç işçiler makyaj malzemesine paraları yetmediği için iş sonrasında ellerinde kalan fazla boyayı makyaj yapar gibi dişlerine, saçlarına sürüyor tırnaklarını boyuyorlar, gece parıltılarıyla eğleniyorlardı.

1924 yılında işçiler hastalanmaya  ve hayatlarını kaybetmeye başladılar. Dişleri dökülüyor, yüz kemikleri eriyordu. 1920’lerin başlarında, ABD Radyum fabrikasında çalışma koşullarını incelemek için Harvard fizyoloji profesörü Cecil Drinker’a araştırma görevi verildi. Drinker raporda sıra dışı kan sayımlarını gösteren bir rapor hazırladı. Ancak rapor şirket yetkilileri tarafından değiştirilerek “her kızın mükemmel durumda olduğu” açıklandı. Dr. Harrison Martland araştırmasını biraz daha ileri götürerek daha önce fabrikada çalışmış ve beş yıl önce hayatını yitirmiş olan bir genç kızın mezardan kemiklerini çıkartarak incelemeye gönderdi. Sonuç beklediği gibiydi. Beş yıldır gömülü olmasına rağmen kemikler yüksek miktarda radyasyon yayıyordu.

Beş genç kız (Grace Fryer, Quinta McDonald, Albina Larica, Edna Husman, Katherine Schaub) Waterbury fabrikasına dava açtılar. Davacılar kişi başına 250.000 $ tazminat talep etmişlerdi. Şirketin politik destekleri nedeniyle duruşmalar çok ağır ilerliyor, doktorlar sessiz kalıyorlardı. Şirketin arkasındaki politik ve maddi destek çok güçlü idi. Bu durumu bilen doktorlar sessiz kalıyorlardı. Şirket işçilerin gayrı meşru ilişkiler yaşadığını ileri sürüyor ve belirtileri firengi hastalığına bağlıyordu.1928 sonbaharında dava sona erdi. Jüri ABD Radyum Şirketi’nin her bir davalıya 10.000 $ tazminat ödemesine, ölene kadar da 600$’lık aylık bağlanmasına ve tüm tıbbi bakım ücretlerini de üstlenmesine karar verdi. İlaveten, Radyum boyası kullanımına ilişkin ciddi düzenlemeler getirildi. Undark boyası bütün bunlara karşın 1960 yılına kadar saatlerde kullanılmaya devam edecekti.

 

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.