Tiyatro Pera 2018 Kasım Ayı oyun programını açıkladı. Yeni sezonda yeni oyunları Herkes Tek Başına Ölür oyunu seyirciden büyük ilgi gördü. Kasım Ayı programında ağırlıklı olarak sahnelenecek. Hans Fallada’nın romanından Nesrin Kazankaya tarafından uyarlanıp sahneye konulan Herkes Tek Başına Ölür; Hitler Almanyası’nda geçen gerçek bir hikayeyi konu ediniyor. Hiçbir siyasi partiye üye olmayan kkarı koca sıradan bir yaşam sürerken bir gün oğullarının Fransa Almanya savaşında öldüğü haberini alır… duydukları yoğun üzüntü, nazi baskısına karşı direnişin de başlangıcını oluşturur…. Faşizmin despotlukla, eğitimle, propagandayla ve göz boyayarak derin bir aymazlığa sürüklediği toplumu nasıl bilinçlendirmeli? Yapılaabilecek tek şey;; küçük kartlar yazıp dağıtmak….
Tiyatro Pera hher detayı özenle işlenmiş Herkes Tek Başına Ölür’ oyunu ile birlikte ggeçtiğimiz ssezon oyunlarından da vazgeçmiyor…. Kazaen, Annem, Oğlum ve Ben, Güliver’in Maceraları gibi oyunları da yer alıyor programlarında.. Black Out Sahnesini bir kültür merkezi formuna sokmayı amaçlayan Tiyatro Pera okuma tiyatrosuna ve konserlere de yer ayırdı.
Hans Fallada’nın “Herkes Tek Başına Ölür” romanından Nesrin Kazankaya’nın uyarlayıp yönettiği oyun 3 Ekim’de prömiyer yaptı. Oyunda görev alan sanatçılar: Murat Göksu, Nesrin Kazankaya, Rüştü Onur Atilla, Başak Meşe, Zeynep Özden, Doğan Akdoğan, Oğuz İşçi, Dilşah Demir, Mustafa Sevim.
Oyunun yönetmeni oyuncusu ve Uyarlayanı Nesrin Kazankaya’nın oyun haakkında düşünceleri
Tek Başına?
“Herkes Tek Başına Ölür”, çok sevdiğim bir yazarın, hayranlık duyduğum bir romanı. Gerçek bir öyküden yola çıkarak yaratılan bu kurmaca romanda anlatılanlar, geçmişte kalan bir toplum değil bence. Bugünkü, hatta gelecek için planlanan bir toplum modeli bu. Faşizmin bildik ve hemen hemen hiç değişmeyen yöntemleriyle yaratılmış bir toplum: İnsanları korkularla, yoksullukla bir köşeye sıkıştırıp, herkesin yaşamda kalma mücadelesi içinde, el birliği ile ahlaki değerleri en alt seviyeye indirdiği, günlük çıkarları için kendilerine ve başkalarına ihanet ettiği bir düzen. Düşünceleri baskı düzeninin ideal ve hedefleriyle uyuşmasa bile, yaşamlarını sürdürme çabası içinde, kendiliğinden sistemin temelini oluşturan ve pekiştiren insanlar. Faşizmin despotlukla, eğitimle, propagandayla ve göz boyayarak derin bir aymazlığa sürüklediği toplumun büyük bir kesimi. Örgütlü işçi sınıfının tarihsel öncüsü ve en büyük destekçisi aydınların katledildiği; cehalet ve vasatlığın yüceltildiği, toplumun “biz” ve “onlar” diye ikiye bölündüğü bu sistem hiç birimizin yabancısı olduğu bir olgu olmasa gerek. Romandaki figürler kahramanlar değil, tüm zaafları, korkuları ve tarihi hatalarıyla sıradan insanlar.
Yaşadığımız global ve ulusal sorunlar, böyle zor bir romanı oyunlaştırma cesareti verdi bana. Derdimizi anlatacak “söz”ü olan ve estetik arayışlarımızda bir kez daha sınırlarımızı zorladığımız bir oyunla açıyoruz yeni tiyatro mekanımızı. Hedefimiz sanatın öncülüğünde, düşüncelerin paylaşıldığı ve yeni düşüncelerin üretildiği bir kültür merkezi oluşturmak.
Fallada’nın dediği gibi: “Herkes tek başına ölür ama bu yalnız olduğumuz anlamına gelmez.” Gelmemeli…
“Herkes Tek Başına Ölür” Romanından Yazarın Önsözü
Bu kitaptaki olaylar akışının taslağı, Berlinli bir işçi karıkocanın, 1940-1942 yılları arasında yürüttükleri illegal eylemleri içeren Gestapo kayıtlarından alınmıştır. Tabii alınanlar yalnızca taslağı oluşturmuştur; bir romanın kendine özgü kuralları vardır ve gerçekleri birebir izleyemez. Bu nedenle yazar, bu iki insanın özel yaşamlarının gerçekliğini araştırmaktan kaçınmıştır: Yazarın gözlerinin önünde nasıl canlanırsa, öyle aktarılmaları gerekir. Yani romanın tüm diğer figürleri gibi, bu iki şahıs da, hayal gücünün ürünü olarak yaratılmıştır. Buna karşın yazar, bazı ayrıntılar gerçekteki ilişkilerle tam olarak örtüşmese de, anlatılanların “özünde bir gerçeklik” taşıdığına inanmaktadır.
Bazı okurlar bu kitapta çok fazla acı ve ölüm olduğunu düşünecektir. Yazar bu kitapta, yalnızca Hitler rejimine karşı mücadele edenlerle, onların peşine düşen insanları anlattığına özellikle dikkat çekmek istemektedir. Bu çevrelerde 1940-1942 arasında – ama ondan önce ve ondan sonra da – çok fazla insan ölmüştür. Kitabın neredeyse üçte biri hapishane ve akıl hastanelerinde geçmektedir; ölüm buralarda da son derece yaygındır. Bu kadar karanlık bir tabloyu resmetmek yazarın da pek hoşuna gitmemiştir ama daha aydınlık bir tablo, yalan söylemek anlamına gelirdi.
Berlin, 26 Ekim 1946. H. F.
2 Kasım CumaSaat 20.30Herkes Tek Başına Ölür
3 Kasım CumartesiSaat 20.30Herkes Tek Başına Ölür
4 Kasım PazarSaat 18.30Herkes Tek Başına Ölür
7 Kasım Çarşamba Saat 20.30 Herkes Tek Başına Ölür
9 Kasım CumaSaat 20.30Okuma Tiyatrosu
“İki Kızkardeş ve Bir Piyano” Nilo Cruz
10 Kasım CumartesiSaat 20.30“Herkes Tek Başına Ölür”
11 Kasım PazarSaat 18.30“Herkes Tek Başına Ölür”
14 Kasım ÇarşambaSaat 20.30Okuma Tiyatrosu
“İki Kızkardeş ve Bir Piyano” Nilo Cruz
16 Kasım Cuma Saat 20.30 “Herkes Tek Başına Ölür”
17 Kasım CumartesiSaat 20.30“Herkes Tek Başına Ölür”
18 Kasım PazarSaat 18.30“Herkes Tek Başına Ölür”
21 Kasım ÇarşambaSaat 20.30Okuma Tiyatrosu
“İki Kızkardeş ve Bir Piyano” Nilo Cruz
24 Kasım CumartesiSaat 14.00 Güliver’in Maceraları
24 Kasım CumartesiSaat 20.30 Kazaen (Beyoğlu’nda Çarpışmalar)
25 Kasım Pazar Saat 18.30 Kazaen (Beyoğlu’nda Çarpışmalar)
28 Kasım ÇarşambaSaat 20.30 Kazaen (Beyoğlu’nda Çarpışmalar)
30 Kasım Cuma Saat 21.00 Selva Erdener & İbrahim Yazıcı & Derya
Türkan Konseri “Seninle güzel olmak var”
1 Aralık Cumartesi Saat 20.30 Annem, Oğlum ve Ben
2 Aralık Pazar Saat 18.30 Annem, Oğlum ve Ben
Tiyatro Pera
Gişe Tel: 0554 539 70 27
Adres: Abide-i Hürriyet Caddesi No: 211 C Blok Tiyatro Pera Sahnesi
BlacKOut Şişli
Bilet Ücretleri
Tam Bilet: 40 TL
İndirimli:30 TL
Çocuk Oyunu: 20 TL
Konser için Bilet Fiyatları
Tam Bilet: 50 TL
Öğrenci: 30 TL
BlackOut’da oyun süresince seyircilerimize ücretsiz otopark hizmeti vardır.
Cok guzel bir oyun
Herkese tavsiye ederim.
Bu sezonun en cok icine dokunan oyunu diyebilirim.
Dekor kostum oyunculuklar hersey olmasi gerektigi
Kadar verilmis. Bize gercek bir hikayeyi gercekci bir sahneleme teknigi ile veriyor. Nesrin Kazankaya’yi tebrik ediyorum. Tek basina bir kisi nedir ki? Koca bir hic … yine de Herkes Tek Basina Ölür’ ama adla yalnız değildir