Koleksiyoner,sanat danışmanı Gül Ergi,
“Bir duvar boş seyredilmez.reprodüksiyonda olsa duvarınıza resim asın.Çocuklarınıza resmi aşılayın” dedi…
Gül Ergi,”Bir duvarı boş seyretmemek lazım. Yani kültür dediğimiz şey bu. Bir şeye bakmak, bir şeyi görmek… Ben boş duvara asla bakamam. Koleksiyonu da sadece para ediyor diye almayın. Hem siz beğenin hem de evinize gelen insanlar beğensin. Yoksa gidin 10 bin dolara karınıza tek taş alın daha mutlu olur.
Şair, müzisyen ve koleksiyoner Sabahattin Ergi’nin kızı Gül Ergi, babasının izinden gidiyor ve çocukluktan itibaren içinde bulunduğu sanat hayatını yeni nesiller ve meraklılarıyla buluşturuyor. Yabancı Dil Uzmanlığı eğitimi alan sinema ve tiyatro üzerine de ihtisas yapan Ergi, 23 yaşında Mimar Sinan Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışırken kendini bir anda Fransa’da moda eğitimi yaparken buluyor. Uzun yıllar moda ile ilgilenen Ergi, şimdilerde kariyerine sanat danışmanlığı olarak devam ediyor. Nazmi Ziya Güran, Feyhaman Duran, Hikmet Onat, Yavuz Görey, Haluk Tezonar gibi usta sanatçıların 900’ü aşkın eserinin koleksiyonlarında yer aldığını söyleyen Ergi, çocukluğunun Yakup Kadri Karaosmanlıoğlu, Faruk Nafız Çamlıbel, Orhan Seyfi Orhon ve Yahya Kemal Beyatlı gibi usta sanatçıların evinde geçtiğini anlatıyor. Türk resim sanatına dair birçok konuya hakim olan Ergi,
“Annemle babam evlendikleri andan itibaren koleksiyon yapmaya başlamışlar. Sanatçılardan, özel şahıs sergilerinden resim, heykel ve hat almışlar. Ben sanatın merkezinde doğdum. Çocukluğum onlarla geçti. Ya bize gelirlerdi ya da biz onlarda oluyorduk bütün yıl yaptıkları tabloları izliyorduk. Babam da beğendiklerini satın alırdı. Onun için hayatım o ressamların içinde geçti.
Sanatın içinde doğdum…
Babam askeri diplomattı ama aynı zamanda şair, müzisyen ve de koleksiyonerdi. Biz hep hayatta istediğimiz işi yaptık ve de hep kendi seçtiğimiz istediğimiz insanlarla yaşamaya çalıştık. Hiçbir zaman para kazanalım hırsına kapılmadık. Ben dört-beş yaşlarındayken Yakup Kadri Karaosmanlıoğlu eşiyle birlikte gelirdi. Faruk Nafız Çamlıbel, Orhan Seyfi Orhon, ben doğmadan önce de Yahya Kemal Beyatlı bizim eve gelen isimler arasındaydı. Ben sanata gönlünü, ömrünü vermiş o insanlarla iç içe olma imkânlarına sahiptim.
Koleksiyonunuzda kimlerin eserleri var?
Koleksiyonumuzda,Nazmi Ziya Güran, Feyhaman Duran, Hikmet Onat, Yavuz Görey, Haluk Tezonar, Türkiye’nin ilk kadın heykeltıraşı Sabiha Bengütaş gibi usta isimlerin eserleri bunlar. Genelde yağlı boya, pastel, guaj ve sulu boya resimler yer alıyor. Ayrıca heykel ve hatlar da var. Şu anki gençlik koleksiyon konusunda çok şanssız. Çok az ünlü ressam var.
Sanat sanat için mi ,toplum için midir?
Sanat toplum içindir. Sanatçı da sanatın bir ferdi olduğu için daima toplum içindir. Yüz yıllar geçmesine rağmen ben Mona Lisa’yı her gördüğümde hayallere dalarım. Leonardo Da Vinci herhalde onu bizim için yapmış.”