Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve Malatya Valiliği’nin katkılarıyla 9-15 Kasım 2018 tarihinde düzenlenen 8. Malatya Uluslararası Film Festivali, film gösterimleri ve paralel etkinliklerle devam ediyor.
Bugün Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması filmlerinden ‘Aydede’filminin festivaldeki ilk gösterimi MalatyaPark Avşar Sinemaları’nda gerçekleştirildi. Gösterimin ardından filmin yönetmeni ve senaristi Abdurrahman Öner, yapımcısı Arzu Şenses ve filmin çocuk oyuncusu Bilal Çelik’in katılımıyla bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşinin moderatörlüğünü Gizem Ertürk üstlendi.
Gizem Ertürk’ün filmin yapım sürecine yönelik ilk sorusunu cevaplayan Abdurrahman Öner, filmi oluşturacak hikâyeyi ilk olarak 2008 yılında yazdığından ve filmin zaman içerisinde demlenerek geliştiğinden bahsetti. Öner, sonrasında hikâyenin tamamen kurmaca olduğunu ancak kendi hayatından birçok detay barındırdığını ifade etti. Yönetmen ayrıca alıştığımız ve bildiğimiz festival filmi çekimlerine ek olarak seyirciyi içine alacak, seyircinin içinde kaybolacağı bir biçim oluşturmaya çalıştıklarını ifade etti.
Filmin yapımcısı Arzu Şenses ise film Antalya’da çekilmesine rağmen soğuk hava şartları nedeniyle zorlu geçen çekimlerden söz etti. Ancak en uzun süren kısmın çocuk oyuncuların seçilmesi süreci olduğunu ifade etti. ‘Aydede’ çocukların dünyasına oldukça yakından bakan ve dolayısıyla oyuncu kadrosunda pek çok çocuk oyuncu bulunduran bir film. Bu film için halihazırda bölgede yaşayan birçok çocuk arasından seçmeler yapılmış ve oyuncu kadrosu oluşturulmuş. Sonrasında oyuncu koçu eşliğinde eğitimler verilmiş.
Abdurrahman Öner ise çocuk oyuncularla çalışmayı ‘Bizim için en büyük serüven çocuklarla tanışma ve onlarla beraber yol alma süreciydi’ şeklinde ifade etti. Öner, filmin yıldızlarından Bilal Çelik’in rolü adeta söküp aldığından söz etti:
‘Çocuklar bu hikâyenin iskeletini oluşturuyor genel olarak. Dolayısıyla çok fazla performans isteyen rolleri vardı. Yaklaşık 3-4 ay boyunca 800 çocuk gördük, onlarla tek tek mülakat yaptık. Okullarda kendimizi öğretmen olarak tanıtıp onlarla oyunlar oynadık. Yaptığımız atölyede ise Bilal rolü resmen kopartıp aldı.’
Filmin çekimleri yapıldığında henüz 9 yaşında olan Bilal Çelik ise çekimlerin eğlenceli geçtiğinden bahsetti ve ileride sinemacılığa devam etmek istediğini söyledi.
Seyircilerden gelen bir soru üzerine filmdeki öğretmen karakteri üzerinden bir sistem eleştirisi geliştirmek istediklerini söyleyen Abdurrahman Öner, sözlerine şöyle devam etti:
‘Bizim öğretmen üzerinden bir toplum ve sistem eleştirimiz var. Sistem bize her zaman jelatini parlak olanın, uyum sağlayanın iyi olduğunu söyler. Geri kalanlarsa öğretmenleri ve arkadaşları tarafından ötekileştirilir. Bizim bu sistemle ilgili bir sıkıntımız var. Öğretmen özelinde ise maalesef böyle bir gerçek de var. Anadolu’nun ücra köşelerinde öğretmenler beklediğimiz gibi davranmaya biliyor. Birçoğu bir süre sonra sıkılıyor, orada olmak istemiyor. Benim burada ne işim var diye düşünüyorlar ve bu davranışı çocuklara yansıtıyorlar. Bunu üzülerek söylüyorum ama hâlâ böyle öğretmenler var. Ama biz öğretmen üzerine değil sistem üzerine bir eleştiri yapmak istedik