Geçen mevsim sahnelediği ‘Hiç Kimsenin Öyküsü’ ile tiyatro dünyamıza adım atan, Krops Tiyatro yeni mekanı Endlessart Taksim Sahnesi’nde seyircisiyle buluşuyor. Krops Tiyatro Christa Wolf’un Kassandra’sından Dilek Güven uyarladığı aynı atlı oyunu sahneliyor. Aynı zamanda tiyatronun ve oyunun yönetmeni olan Dilek Güven ile konuştuk…
Kassandra’yı sahnelemeye nasıl karar verdiniz?
DİLEK GÜVEN: Alman edebiyatını severek takip ederim. Ankara Dil Tarih Coğrafya bölümünü bitirdikten sonra Almanya’da yüksek lisansımı yaptım ve orada bir süre yaşadım. Christa Wolf bildiğim bir yazardı. Kitaba Alman Kültür Merkezi Kütüphanesinde ulaştım ve okudum çok beğendim. Kassandra’nın mitolojik öyküsünün üstüne Christa Wolf kendi yorumunu eklemiş. Örneğin Christa Wolf’un Kassandra’sında Helena Mısır’da kalmıştır. Mitolojide ise savaş Helen’e yüzünde olmuştur ama ortada Helena yoktur. Aslında savaş ekonomik savaştır. Fakat bu yükselen savaş çılgınlığı… ve patriarkal duygular nedeni ile Helena’nın orada olmadığını itiraf edemez. Savaş sonucunda bir büyük medeniyet, Truva yıkılır. Dokuz yıl süren bir savaş ve sonunda bütün erkeklerin öldürülmesi, kadın ve çocukların köle olarak verilmesi…Bu öyküden günümüzde çıkaracağımız çok ders vardır. Yani günümüz için anlattığı çok şey vardır. Yüz seksen sayfalık bu anlatı çok zor olmasına rağmen beni içine çekti. Benim metinde öne çıkarmak istediğim kısımlar vardı. Diğer bölümleri ayıklayıp bir yeni bir metin oluşturdum. Sonuçta Kassandra’yı üçe böldüm ve üç farklı oyuncuya oynattım.
SABİT DOĞAN : Yeni bir Kassandra metni oluşturdunuz. Ama orijinaline dokunmadan bölümler arasında geçişler sağlayarak
DİLEK GÜVEN: Evet. Hiç bir şey eklemedim. Yani Chirsta Wolf ‘un Kassandra’sı da istediğim yerleri parça parça alıp onu kurguladım aslında ve tek kişilik oyun sevmediğim için de bütün metni üç Kassandra’ya böldüm. Birbirinden hiçbir farkı yoktur.
SABİT DOĞAN: Üç farklı karakter aynı anda sahnede. Hem aynı kişi oluyorlar hem de farklı karakterler oluveriyorlar. Zaman zaman tek vücutmuş gibiler. Sahnede asla birbirini taklit etmeyen üç farklı Kassandra’yı görüyoruz.
DİLEK GÜVEN: Hiçbir farkları yok baştan itibaren üç Kassandra da aynı hatta şöyle bir şey de alt metinde var. Kassandralar çok tek bir Kassandra yok. Hepimiz de Kassandra’yız.
SABİT DOĞAN: Farklı hikayeleri olabilir ama bize tek bir kişi yaşıyormuş gibi geldi. Oyun her ne kadar mitolojik zamanlardan gelen bir hikayeyi anlatsa da metaforlar kullanarak adeta Kassandra’yı günümüze taşımışsınız. Kaldırım taşları, saatler, yumaklar, küçük bebek ayakkabısı, kelepçeler, yanık kitaplar, zincirler…
DİLEK GÜVEN:Mitolojide Kassandra da geleceği görür ama kimseyi inandıramaz. Bizde geleceği görürüz. Bunun için kâhin olmak gerekmiyor. Bugün olup biten şeyleri on yıl önceden kestirmek mümkün.
SABİT DOĞAN: Mitolojik çağlardan sonra genel olarak bir erkek ileriyi gördüğü zaman çok stratejik düşünüyor, denir ama bir kadın gördüğünde ise cadı olarak itham edilir.
DİLEK GÜVEN: Kadının lafının kabul edilmeme durumu da var. Kassandra’nın Apollon tarafından lanetlenme durumu da var. Çünkü Apollon Kassandra’yı ister. Ama Kassandra küçüklüğünden beri kahin olmayı düşlemektedir. “Beni kahin yaparsan kendimi sana veririm” der ama sonra vazgeçer. Apollon da sinirlenir ve Kassandra’yı lanetler. Der ki “Evet. Sen geleceği göreceksin ama sana kimse inanmayacak” ve geleceği görür ama kimseyi inandıramaz. Bu onun en büyük acısı ve trajedisidir. Aslında hepimizin günümüzde yaşadığı trajedisi de bu değil mi? Bu nedenle metni günümüz koşullarına göre düzenledik. Sahnede bir sandığımız var. İçinde bir sürü metafor çıkıyor. O sandık Kassandra’nın bilinçaltı olduğu kadar bizim de bilinç altımız, belki de dünyanın insanlığın bilinçaltı… Savaşlara , kapitalizme gönderme var. Çünkü siz şu anki dünyanın durumunu doğru şekilde değerlendiremezseniz, istediğiniz kadar görün, bu hiçbir şeye yaramaz. Önemli olan burada Kassandra’nın metinde söylediği gibi “ben kimim ki, size geleceği söyleyeyim. Ben sadece akıl yürütürüm.” Akıl yürütürsek geleceği görür ve hissederiz. Yani bu kadar çok kapitalizmin egemen olduğu, kapitalizm temelli teknolojinin alıp yürüdüğü, cep telefonsuz yaşanmadığı yerde, insanlık, doğa dediğimiz şey nereye gidiyor.
SABİT DOĞAN: Hazırlanma sürecine gelirsek oyuncuları nasıl seçtiniz?
DİLEK GÜVEN: Oyuncular benim öğrencilerim, arkadaşlarım. Onlar ile birlikte yola çıktık. Çok duygulanıyorum. Çünkü Kassandra metni beni çok etkiledi. Ruhuma dokundu. Yavaş yavaş hep beraber etkilendik. Bütün ekip Kassandra oldu .
SABİT DOĞAN: Rolü sahiplendiler.
DİLEK GÜVEN: Ağır bir metin. Cümleler uzun ve bir şiirsel… Çeviri İlknur ilgan çevirisi çok güzel çevirmiş. Burada koreografımız Tuğba Özkul’un da çok emeği var. Bu oyun daha çok performansa dayanıyor. Hareketler ve materyallerle oynuyorlar. Reji olarak baktığınız zaman bu kadar uzun bir monoloğu nasıl izletebilirsin ki.
SABİT DOĞAN: Gelelim Krops Tiyatro’ya..
DİLEK GÜVEN: Gecen sene öğrencilerimle bir oyun çalışırken bir anda ‘iki kalas bir heves’ ile çıkılan bir yol oldu. Krops’un anlamı ise ‘Hasat…’ Latince olmasını özellikle istedim . Belki ilerde yurtdışı ya da uluslararası projeler çıktığında tanıtımda kolaylık olsun diye. Latince uluslararası bir dil. Kulağa da hoş geliyor. Umutsuzluğun yaygın olduğu bugünlerde umut etmek, seyirciyle onun hasadını almak istedik..
Krops Tiyatro’nun yeni oyunu
Kassandra
Aralık ayında EndlessartTaksim’de
Seyircileriyle buluşmaya devam ediyor.
1 Aralık Ccumartesi 20.30
8 Aralık cumartesi 20.30
15 Aralık cumartesi 20.30
22 Aralık cumartesi 20.30