Mesleklerimize duyulan ilginin toplumsal ihtiyaç olduğunu kültürleştirmemiz  gerekiyor… Toplum, sanat kavramı ve kendi varoluşu arasında ilişki kurmalı, bu kavramın onun yaşamına nasıl katkıda bulunduğunu anlamalı. Çünkü herşeyi devletten beklemek, hazıra konmak oluyor. Sanat insanlarının  da  “Ben işimi yaparım anlayan anlar, talep eden eder, anlamayan almasın..” gibi bir düşünceye sahip olma hakları yok!

 

Sivil toplumculuk, sanat TOBAV örneği ve…

“Attan düşenin halinden attan düşen anlar”

 

Mesleklerimize duyulan ilginin toplumsal ihtiyaç olduğunu kültürleştirmemiz  gerekiyor… Toplum, sanat kavramı ve kendi varoluşu arasında ilişki kurmalı, bu kavramın onun yaşamına nasıl katkıda bulunduğunu anlamalı. Çünkü herşeyi devletten beklemek, hazıra konmak oluyor. Sanat insanlarının  da  “Ben işimi yaparım anlayan anlar, talep eden eder, anlamayan almasın..” gibi bir düşünceye sahip olma hakları yok!

Bu düşüncelerle,1981 yılında TOBAV ı kurduk. İlk icraatı olarak Ankara’da 12 Eylül koşullarında ilk kez ‘Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali’ düzenleme kararı aldık. 12 Eylül koşullarında  böyle bir düşünceyi hayata geçirmek düşüncesi bile çevremizdeki dostlarımızı şaşırtıyordu. Yapamayacağımızı düşünüyorlardı. Yaptık. Hem de çok başarılı bir şekilde.

TOBAV’ın bir telefonu bile yoktu. Parası zaten yoktu. Ama biz bu festivale katılan tiyatrolarla bütün kentte dönüşümlü olarak oyunlarımızı oynattık.

Olanakların çok kısıtlı olduğu bu ortamda, başlıklı bir TOBAV yazışma kağıdı bastırmak bile olanaksız görünüyordu. Biz matbaacı dostlarımızla görüşerek onu da bastırdık. Zarfı dahil. Bu kağıdın en altında da özlemimizi “daha yaşanılır bir dünya için sanataevet” yazarak, çalışma hedefimiz, temamız haline getirdik. Arkasından sürekli etkinlikler yapmaya başladık. Tiyatro, opera ve bale yaparak yaşamını sürdüren profesyoneller olarak, toplumla buluşarak, onlara mesleklerimizin kültürünün nasıl yaşama biçimi olacağını göstermek istiyorduk. Bunun için özveri gösteriyorduk, çünkü kimse bize bu çalışmaları yapmamızı emretmiyordu. Hiçbirimizn bu çalışmalardan maddi kazanımı yoktu. Aksine uykusuz kalıyor, cebimizden para harcıyorduk.

TOBAV oyunculuk kursları açtık. Bu kurslardan sonra konservatuar kazanan sonra da Devlet Tiyatroları’na giren arkadaşlarımız var. Tanınmış TV programcısı  olanlar da… Oyun yazma yarışmaları açtık. Opera konserleri düzenledik. Düzenli yayın çıkarmaya başladık. Tiyatronun, opera ve balenin sorunlarını da  bu yayınlarda dile getirdik. Evrensel çalışmalarla bizde yapılan çalışmaları karşılaştırdık. Kavram tanımı yaptık. Türkiye de ‘dram’ kelimesinin ‘acıklı’ demek olmadığını, ‘durum’ demek  olduğunu yaygınlaştırdık. ‘Yaratıcı drama’ hareketini başlattık. Ankara Sanatsevenler Derneği’nde drama kursları açtık. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde yaratıcı drama çalışmalarını büyüterek devam ettirdik. ‘Eğitimde drama’ kavramını yaygınlaştırmak için gönüllü kurslar açtık. TBMM kreşinde, Toprak Mahsulleri Ofisi’nde, Hacettepe Üniversitesi’nde bu kursları tanıttık, kursiyerlerimizi akademisyenler ile tanıştırdık. Uluslararası alana açılmaya başladık. Ankara Alman Kültür Merkezi ve Goethe Enstitüsü ile, İngiliz Kültür Heyeti (British Council) ve  Amerikan Büyükelçiliği, USİS birimi ile işbirliği yaparak Ankara’da Uluslararası Yaratıcı Drama Atölyeleri düzenledik. Dergilerde yazılar yazdık, TV programlarına katıldık. Ankara’da kurulan İlkadım Koleji’nde yaratıcı dramanın bir eğitim sanatı olarak kurumsallaşması için öğretmenlerine kurslar düzenledik. Rol oynama yöntemi ile öğrendiğini yaşama  geçirmeyi, teori ve pratiği birlikte kullanmayı, ‘Eğitimde Drama’ olarak, yaygınlaştırmaya başladık. Daha sonra kurulan Ortadoğu Teknik Üniversitesi Koleji’  Eğitimde Drama’yı benimsedi. Açık öğretim programlarında drama atölyeleri yaptık. Talim Terbiye Kurulu’nda Drama dersinin seçmeli ders olarak orta öğretim  müfredat programlarında yer almasını sağladık. Çağdaş Drama Dernekleri kuruldu… Bugün genel merkezi Ankara’da olan bu derneğin 16 ilde şubesi var. 2000 drama lideri yetiştirdi.

Bugün ülkemizin dört bir tarafında gelişen drama hareketi, bölgesel tiyatro festivalleri, atölye çalışmaları ve tiyatro kamplarının kaynağında bu çalışmalar ve onun yarattığı kültür var! Ayrıca İzmir Alaçatı’da 12 yıl Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivalleri düzenledik. Bu çalışmalarda oyuncuların birbiri ile kaynaştığı oyunculuk atölyeleri yaptık. İngiliz, Türk ve Macar oyuncularla, temadan oyun üretip dünya prömiyerini Alaçatı’da yaptıktan sonra, İngiltere ve Macaristan’da turneler yaptırdık. Denizli’de 18 yıl, Uluslararası Amatör Tiyatrolar Festivalleri, Ordu’da 9 yıl Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivalleri, Gaziantep’te, Van Ahtamar adasında Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivalleri. Mersin’de iki kez Devlet Tiyatroları Kurultayı düzenledik. Birincisi  uluslararası düzeyde olan kurultayda, Devlet Tiyatrolarının yıpranan yapısının onarılması için genel müdürün seçimle göreve gelmesi kararlaştırıldı. Kararlar ve görüşmeler kitap olarak basıldı. İkinci kurultayda da fikri mülkiyet hakkı ve uygulanmasının ruhu ile sanat kurumlarının yönetimi, sanat yönetimi ve işletmeciliğinden beklentiler ele alındı ve kitap olarak basıldı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk ve son kez yapılan bir uygulama ile seçim ile genel müdür seçilmesini sağladık. 5 Nisan 1994 tarihinde Devlet Tiyatroları tasarruf tedbirlerinden muaf tutulması sağlandı. SANATAEVET kampanyası ile  160 ton kullanılmış gazete kağıdı toplayarak, demirbaş alımı yapılarak perde kapatmadı. Yine Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez Opera ve Bale ödülleri verdik. Ödül töreni Cumhurbaşkanlığı  köşkünde gerçekleşti. Fikri mülkiyet hakkı ruhuna uygun olarak Devlet Tiyatroları, Opera ve Balesi için yasa çalışmaları başlattık. Uluslararası kuruluşlar ile iş birlikleri yaparak yasa önerileri hazırladık. Meslek tanımlarının yapılması gerekliliğini gündeme getirdik. Uluslararası alanda İLO ve İSO kurallarına göre yapılan çalışmaları örnek gösterdik. Seminerler düzenledik. AB’ye yeni üye olan Yunanistan ile telif hakları konusunda ortak çalışmalar yaptık. Bakanlık bünyesinde çalışma gurupları oluşturduk.

TBMM’nin ilk mensuplarının balmumu heykellerinin yapılması konusunda Kültür Bakanlığı ile işbirliği yaparak Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in çalışmasının gerçekleşmesini sağladık. İlk kez Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği’ni (TOMEB) kurduk. Opera, Bale ve seslendirme alanlarında meslek birliklerinin kurulmasına yardım ettik, yol gösterdik, ancak bu alanlarda meslek birlikleri kurulamadı. Kültür Sanat Sen in kurulmasına destek verdik. Bu çalışmalardan uzun süre sonra İstanbul’da Oyuncular Meslek Birliği ve Oyuncular Sendikası kuruldu. TOBAV uluslararası kuruluşlara üye oldu. Yönetimlerinde yer aldı. Dünya Aktörler Federasyonu’nu (FIA) Türkiye ile tanıştırdı. TODER ve ÇASOD’u bu birliğe üye yaptı, temsilcilerini  uluslararası genel kurullara götürdü. Dünya Amatör Tiyatrolar  Birliği’ne (IATA) üye olarak, tiyatro kültürünü yaygınlaştırma adına, amatörlüğü destekledi, uluslararası atölye çalışmaları düzenlendi. Ankara’da, Ankara 95 SANATAEVET başlığıyla uluslararası üç etkinlik bir arada düzenlendi: Dünyanın 9 Bölgesinin En İyi Tiyatroları Festivali, Avrupa Gençlerinin Tiyatro Festivali ve IATA 29’uncu Dünya Genel Kurulu Ankara’da yapıldı. 9 yıl Ankara’da Cumhuriyet Koroları konserleri düzenlendi. Dünya Aktörler Federasyonu (FIA)  merkez yönetim kurulunun 85 üyesi Montevideo genel kurulundan sonra, ilk yönetim kurulu toplantısını İstanbul’da gerçekleştirdi ve Fikri mülkiyet hakkının dünya uygulamaları Türkiye’ye tekrar tanıtıldı. İstanbul TOBAV ile Afife Jale Sahnesi projesi ele alındı ve bina tamamlandı, sahne yapıldı. İzmir TOBAV ise halen İzmir’de bir okul gibi çalışmakta, gerçekleştirdiği kurslar ve etkinlikler ile SANATAEVET diyerek, sanat kültürünün yaygınlaşması konusunda çok önemli çalışmalar yapmakta.

SON SÖZ ;

TOBAV varlığı ile Türkiye’de sanat alanında sivil ve uzman bir yapılanmanın gerekliliğini kanıtlayarak örnek, rol model  oluşturmuş  bir Sivil Toplum Kuruluşudur. Bu oluşum  günümüzde SANATAEVET hareketi ile Türkiye çapında uzman ve sivil bir yapılanmanın gerçekleşebileceğinin kanıtıdır! Bu gün içinde bulunduğumuz çağda, SANAT kavramının bizde, hâlâ evrensel düzeyde, ortak bir anlam ifade edemiyor olmasının ve bu anlamda ihtiyaç ve kimlik sorunun aşılamamış olmasının sancılarını yaşamaktayız. Yaşamımız sanat kavramının getirdiği moral ve estetik değerler ile aydınlanmıyor! TOBAV örneği, siyasi ve bürokratik yapılanmaların dışında sivil bir yapılanma modeli idi. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde bu model uygulama ile yapılan çalışmalar, önemleri, nitelikleri ve kültür oluşturma amaçları dikkate alınarak, evrensel alandaki benzerleri gibi Türkiye de, SANATAEVET  adı ile sanat alanının sorunlarını çözmek ve yaşama kültürü haline getirmek, sanat eserlerinin bu kültürle birlikte  geliştirilmesi konusunda, alanın içinden kişilerin oluşturacağı, polemik değil çözüm üreten bir sivil yapılanmaya büyük ihtiyaç var!

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.