Barış Gönenen, Şenay Gürler, Şencan Güleryüz, Alp Özbayram Cansu Diktaş’ın rol aldığı Robert Askinsi’nin yazdığı oyun ‘Tanrının Eli’ Kerem Pilavcı ile Toy İstanbul sahnesinde
Oyun dramatik ve gerilim yüklü rejisi ile birlikte gerek oyunculuk gerekse kuklaları kullanmadaki başarısı ile izlenmeye değer. Eşini kaybeden bir annenin yaşama tutunma mücadelesini anlatır. Ergenlik dönemindeki içine kapanık oğlu ile birlikte kiliseye sığınır. Orda pazar günü yapılacak bir tören için kukla gösterisine hazırlanırlar. Gösteri zamanı yaklaştıkça gerilimde artmaya başlar. Oğlu bastırılmış kişiliğini kukla üzerinden açığa vurabilirken Annenin de bastırılmış duyguları tüm macadelesine rağmen ortaya çıkar. Öyle bir an gelir ki karşı konulamaz bir hal alır. Çevresinde insanlara fiziksel ve ruhsal zarar verme noktasına gelir. İkisi de aynı bahaneye sarılır; Babanın ölümü… Anne içindeki şiddeti başkasının cinsel arzusunu kullanarak dışa vurur. Oğlu ise öfkesini Kukla üzerinden yansıtır. Her biri engel olamadıkları kaçışlarına yine sığındıkları yerde yani kilise de yakalanır. Artık içlerine şeytan mı kaçtı yoksa tanrının eli mi uzanmadı sorusuna cevap aranmaya başlanır.
Başarılı bir reji, akıcı bir anlatım ve seyircinin nefeslerini tutarak izleyecek bir oyunculuk performansı ile ‘Tanrının Eli’ oyundan çıktıktan sonra da zihinleri meşgul edecek bir oyun.
‘‘Bazen kötü şeyler söylemek isteriz. Bazense çok kötü şeyler yaparız!’’
Şeytan bazen gri bir çoraptan yapılmıştır ve kafasında turuncu peluştan püsküller vardır. Tyrone bir kukla. Kendini işine adamış en şeytani varlıktan bile daha merhametsiz, daha dehşet verici, küfürbaz bir kukla. Şehvet içinde kıvranmakta. Söylemek istediklerini bir an önce haykırabilmek için!
Yakın zaman babasını kaybetmiş Jason, girdiği buhrandan kukla atölyesinde tanıştığı yeni arkadaşı Tyrone sayesinde çıkmaya çalışmakta. Tyrone, Jason’ın bilinçaltının şeytani ve haylaz somut hali olarak, vakit kaybetmeden Jason’ı domine etmeye ve şeytani isteklerini ona yaptırmaya başlar. Böylece talihsiz, karanlık ama bir o kadar komik olayların kapısı da aralanmış olur.
Tüm toplumlar, neyin iyi neyin kötü olduğunu belirlemek için davranış kurallarına güvenir. Ancak etrafımıza baktığımızda, kötü insanların da başarılı olabildiğini görmekteyiz. Bu, kötü davranışların potansiyel gücünü gösterir ve şu soruyu sorgular: Toplumsal düzen zaten bu şekilde sürdürülebiliyorsa, neden iyi davranmamız gereksin?
YAPIM
-
Two Two Production & ŞAFT
YAZAN
YÖNETEN
YRD. YÖNETMEN & KUKLA EĞİTMENİ
DRAMATURG
DEKOR TASARIMI
IŞIK TASARIMI
KUKLA TASARIMI
KOSTÜM TASARIMI
KOREOGRAFİ
DÖVÜŞ KOREOGRAFİSİ
YÖNETMEN YARDIMCILARI
FOTOĞRAF
MEKAN YÖNETİMİ
SÜRE
-
80 Dakika
YAPIM
-
Two Two Production & ŞAFT