22. RANDEVU İSTANBUL ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ İKİNCİ GÜNÜNDE!

0

TÜRSAK tarafından gerçekleştirilen 22. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali, dopdolu içeriği ve etkinlikleriyle devam ediyor.


Festivalin ikinci günündeki film gösterimleri sonrasında gerçekleştirilen söyleşilerde “Dua” filminin yapımcısı Egor Odintsov ve “Heyecan Dolu Bir Hayat” filminin senaristi ve yönetmeni Anna Yanovskaya seyirciyle buluştu.


Nişantaşı City’s Cinemaximum’da seyirciyle buluşan Konstantin Fam’ın Yahudi Filmleri Festivali’nde gösterilen ve 77. Altın Küre Ödüllerine aday olan farklı dünyalardan gelen iki gencin, eski bir toplama kampı tutsağının ifadesiyle yüzleşmek zorunda kalması ve hayatlarının değişmesini konu alan KADDISH / DUA ’nın gösteriminden sonra filmin yapımcısı Egor Odintsov seyircilerin sorularını yanıtladı. 

Söyleşide Odintsov, filmin gerçeklik üzerine tasarlandığından bahsetti. Her tarihsel filmin kendine göre bir amacının olduğunu dile getiren Odintsov, Dua’nın gerçek hayattan bir hikâyeden uyarlandığını, ama kurmaca öğeler de taşıdığını vurguladı. Filmin Rusya’da yaşayan Yahudileri merkezine aldığını ve ana karakterin film içindeki değişimlerinin Rusya Yahudilerinin hissiyatını yansıttığını belirtti.

Günün son izlenen filmi ise Anna Yanovskaya’nın, Yakut sinematografisinin arka planı hakkında, ironi ve metafizik dolu, Yakut ulusal adetlerinin tahmin edilemezliği üzerine kurgulanmış ve Sochi Uluslararası Film Festivali’nnde Jüri Özel Ödülü ve En İyi Erkek Oyuncu ödülleri kazanan EXCITING LIFE / HEYECAN DOLU BİR HAYAT, oldu. Filmin senaristi ve yönetmeni Anna Yanovskaya da seyirciyle buluştu ve seyircinin sorularını yanıtladı. Bir seyircinin filmi kendi kendini aslında anlatıyor ve başka bir dünyayı veriyor demesi üzerine yönetmen Yanovskaya bu filmin hikayesinin biraz farklı bir yönden bakılması gereken bir hikaye olduğunun altını çizdi. Yönetmen sözlerine şöyle devam etti; “Yakutistan’da film çekimini bitirdiğimiz noktada Yakutistan’ın kendi film fenomenleri ortaya çıktı. Ben de orada bulunduğumda ve ekip arkadaşlarım Moskova’dan oraya geldiğinde biz de kendimizi biraz kaybettik. Toplum içinde yerimizi bulduk ve bizimle gelen ana karakter de film çekim sürecinde onlarla beraber yaşadıkça o da kendini toplumun içerisinde buldu. Yakutistan’daki insanların hayata nasıl baktıklarını ve felsefelerini görünce fikirlerim değişti.” 

Halkın Yakut Türkleri olduğunu vurgulayan yönetmen, filmde geçen Saka stüdyolarının da isminin Saka Türklerinden aldığını ve kültürel olarak Türklere yakın, Ruslar’a uzak durduklarını dile getirdi.

Film gösterimleri ile sinemaseverlere yılın son festivalinde dolu dolu bir program sunacak olan 22. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali, 26 Aralık tarihine kadar Türk ve Rus Sineması’ndan en yeni ve beğenilen filmleri Nişantaşı City’s Cinemaximum’da seyirciyle buluşturacak.

http://tursak.org.tr

http://randevuistanbul.tursak.org.tr

Facebook/randevuistanbul

Twitter/randevuistanbul

Instagram/randevuistanbul

PAYLAŞIM
Önceki İçerikTUHAF BİR MİRAS HİKAYESİ
Sonraki İçerikKAPILARIN DIŞINDA’ Olmak; Ersin Umut Güler ve Cenk Dost Verdi Anlattı
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan