*Seçimden seçime verilen ve tutulmayan vaadlerle oyalanıyoruz!
*Dünyanın hangi ülkesinde tiyatro üretiminin neredeyse yüzde sekseni tek kişiliktir?
‘Tiyatrokare’nin kurucusu aynı zamanda çevirmen-yönetmen ve usta oyuncu Nedim Saban, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü kutladı. Tiyatronun yalnız başına yapılacak bir sanat olmadığını belirten Saban “Genelleme yapılmamalıdır, ancak bu kadar çok tek kişilik oyun, bu kadar az ekip işi yapılan bir dönem, bir yalnızlık işaretidir. Dünyanın hangi ülkesinde tiyatro üretiminin neredeyse yüzde sekseni tek kişiliktir? Sanat, yalnızlığın ilacıyken, Türkiye’de 2024 yılında yalnızlığın sığınağı olmuştur. Daha güzel günlerin yakın olduğu inancıyla, bütün meslektaşlarımızın tiyatro gününü kutlarız.” diyerek düşüncelerini dile getirdi.
Tiyatronun bir yandan geliştiğini bir yandan da sıkıntılarının çok arttığına değinen Nedim Saban “Meslek örgütlerinin çabalarının sonuç vermiyor. Seçimden seçime verilen ve tutulmayan vaadlerle oyalanıyoruz. Hiç bir partiden kültür- sanat politikası duyulmuyor, paliatif bazı çözümler seçim malzemesi olarak kullanılıyor.” dedi.
“İSTANBUL EN ÖNEMLİ KÜLTÜR MERKEZLERİNİ YİTİRDİ”
27 Mart Dünya Tiyatro gününe iki farklı açıdan bakan sanatçı “Seyirci olarak, yüzlerce oyun oynanıyor irili ufaklı tiyatrolarda. Ne yazık ki en önemli kültür merkezlerini yitirmiş olan İstanbul’da… Ne mutlu ki yeni yeni mekanlar yaratıldı, yüzlerce genç tiyatrocu tiyatro yapacak cesareti buluyor” diye konuştu.
“TİYATRO VAHŞİ KAPİTALİZMİN ŞARTLARIYLA BOĞUŞUYOR”
Eskiden ödenekli tiyatroların ağır bürokrasileri yüzünden yıllarca okunmayan ya da seyirciyle buluşturulmayan yeni oyunların artık alternatif mekanlarda oynanabiliyor olması ve bunun da çok sevindirici olduğunun altını çizen Nedim Saban, “Bir tiyatrocu olarak baktığımızda ise, pandemi bitiminden bu yana bütün tiyatro salon kiraları neredeyse beş/on kat arttı. Dünyada sanat kurumlarının KDV vergi, SGK oranları neredeyse sıfırlanırken, bizde KDV bile arttırıldı. Tiyatro, vahşi kapitalizmin şartlarıyla boğuşuyor. Böyle olunca da, bilet satmak, ilgi çekmek için ağır şartlar yüzünden eleştirilemeyecek yollara başvuruyor” açıklamasında bulundu.
“TELEVİZYONDA Kİ İÇERİK EKSİKLİĞİ, EMEK HIRSIZLIĞI, ÜCRET DENGESİZLİĞİ TİYATROYA DA HAKİM OLMAYA BAŞLADI”
İstanbul’un bazı bölgelerindeki salonlarda düzeyleri tartışıldığı kadar fiyatları da tartışılan oyunların olduğunu belirten yönetmen- oyuncu Saban “Bu pahalı ambalajların içindeki oyunları alan razı satan razı denklemiyle kurulu. Ne yazık ki televizyon piyasasındaki içerik eksikliği, emek hırsızlığı, ücret dengesizliği tiyatroya da hakim olmaya başladı. Birkaç kez oynanan oyunlar birkaç kez sonra kaldırılan dizilere koşut gidiyor, aynı yoz anlayış hakim” diyerek tiyatro ve TV’deki ücret dengesizliğine dikkat çekti.
“DAHA GÜÇLÜ ‘TİYATRO İÇİN DAHA KAPSAYICı KONULAR SEÇİLMELİ”
Tiyatronun sadece bir kesimin eğlencelik malzemesi olmadığını, bilet alanın bir oyun kiralamış gibi davranma, görüntü çekme, telefonuyla oynama hakkı bulunmadığını ve bu tatsız durumu anlatmakta güçlük çektiklerinin altını çizen Nedim Saban şöyle dedi: “Daha güçlü Tiyatro için daha kapsayıcı konular seçmeli, daha özgün bir dil arayışına girilmeli… İlginç olmak için televizyon ve dijital platformların sözde alternatif ama erkek egemen, şiddeti körükleyici dilinin tuzağına düşmemeli, tiyatronun yaygınlaştırılmasını gözetmeliyiz.”
“KENDİ AKRANLARIMIZ YA DA USTALARIMIZIN MESLEĞİ KÜÇÜMSEMELERİNE RIZA GÖSTERMEMELİYİZ”
Konuşmasına devam eden usta oyuncu Nedim Saban “Meslektaşlarımız dizi, televizyon ya da farklı mecralarda üretim yapmakta özgürdürler. Ancak biz halen bu mesleğe inananlar, hele hele kendi akranlarımız ya da ustalarımızın mesleği küçümsemelerine, tiyatroyu Maslow piramidinin en aşağısına itelemelerine rıza göstermemeliyiz” diyerek oyuncu arkadaşlarına uyarıda bulundu.